Sürekli nöbet tutmalıyız.
- We must maintain a constant vigil.
Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
- Mother asked the babysitter to watch the children.
O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.
- She was watching the film with her eyes red in tears.
Leyla ve Sami uyanık olmak zorunda.
- Layla and Sami have to be vigilant.
Tom ve Mary uyanık olmalı.
- Tom and Mary need to be vigilant.
Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.
- I like watching Code Lyoko.
Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
- My father usually watches television after dinner.