Tom her zaman bir kız evlat istedi.
- Tom always wanted a daughter.
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.
- He leaves a widow and a daughter.
Tom her zaman bir kız evlat istemişti.
- Tom had always wanted a daughter.
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.
- He leaves a widow and a daughter.
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti.
- Mary felt guilty about yelling at her daughter.
Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.
- The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
Sami'nin kendi kızı ile ensest ilişkisi vardı.
- Sami has had an incestuous relationship with his daughter.
İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
- A good daughter will make a good wife.
Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
- His daughter is eager to go with him anywhere.
Bu kız bir kadın oldu.
- This girl has become a woman.
Kadınlar ve kızlar onunla karşılaşmaktansa caddeyi geçmeyi tercih ederler.
- Women and girls would cross over the street rather than meet him.
Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.
- Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg.
Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.
- I'm going to meet my brother's girlfriend tonight.
Kızını görmek için çok sabırsızdı.
- He was very impatient to see his daughter.
Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
- His daughter is eager to go with him anywhere.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.
- Tom and his girlfriend are in the same class.
Your girl turned up on our doorstep.
The Chinese and Indians say all too often: I want a son, not a daughter.
... but he was able to send his daughter to Princeton and on to ...
... a great question that I hope you will all think about. It was asked of my daughter ...