a bounding straight edge of an object

listen to the pronunciation of a bounding straight edge of an object
الإنجليزية - التركية

تعريف a bounding straight edge of an object في الإنجليزية التركية القاموس.

side
{i} kenar

Kenara çekin, lütfen. - Pull over to the side, please.

Tom ve Mary yaralı adamı yol kenarına taşıdılar. - Tom and Mary carried the injured man to the side of the road.

side
bir yanda bulunan
side
yan taraf

Onun yan tarafında bir ağrısı var. - He has a pain in his side.

Tom onun yan tarafında bir ağrı ile uyandı. - Tom woke up with a pain in his side.

side
kısım
side
(with/against ile) tarafını tutmak
side
yön

Tom'un hikaye yönünü duydum. - I heard Tom's side of the story.

Çıkış seyahat yönünün sağ tarafında. - The exit is on the right side of the direction of travel.

side
bölüm
side
{i} 1. yan, taraf: Which side of the box has a label on it? Kutunun hangi tarafı etiketli? The house was on the side of a hill. Ev bir tepenin
side
{f} against -e karşı olmak
side
(isim) yan, taraf, kenar, kıyı, böğür, bölüm, taraftar, takım [brit.], hava, çalım
side
etek taraftarlar
side
{i} böğür
side
{i} takım [brit.]
side
yanda veya yandan olan
side
{i} kıyı
side
(sıfat) yan, yandaki, yanındaki, ikincil, ikinci derecede
side
ikinci
الإنجليزية - الإنجليزية
side
a bounding straight edge of an object

    الواصلة

    a bounding straight edge of an ob·ject

    التركية النطق

    ı baundîng streyt ec ıv ın ıbcekt

    النطق

    /ə ˈboundəɴɢ ˈstrāt ˈeʤ əv ən əbˈʤekt/ /ə ˈbaʊndɪŋ ˈstreɪt ˈɛʤ əv ən əbˈʤɛkt/
المفضلات