تعريف a-stream في الإنجليزية التركية القاموس.
- stream
- akarsu
Bir akarsu bulduk ve biraz yüzdük.
- We found a stream and swam a little bit.
Tom sonunda akarsu üzerinden atlamayı denemeye karar verdi.
- Tom finally decided to try jumping over the stream.
- fluent
- {s} akıcı
O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
- He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.
Eğer o, İngilizcede akıcı ise, onu çalıştıracağım.
- If he's fluent in English, I'll hire him.
- stream
- dere
O, dereye yakın oturdu.
- He sat next to the stream.
Dere çok hızlı değil.
- The stream is not very swift.
- born
- doğmak
Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
- The man was ashamed of being born poor.
- fluent
- {s} düzgün
- stream
- {i} çay
- born
- {s} doğum
Benim doğum günüm 12 Haziran. Magdalena, benimle aynı günde ve yılda doğdu.
- My birthday is June 12. Magdalena was born on the same day and year as me.
Onlar Tayland doğumlular.
- They were born in Thailand.
- stream
- {i} akıntı
Bu hızlı akıntıda yüzmek tehlikeli olmalı.
- It must be dangerous to swim in this rapid stream.
Tekne akıntıyla sürüklendi.
- The boat drifted down the stream.
- blood stream
- kan akımı
- born
- {s} doğuştan: a born preacher doğuştan vaiz
- born
- doğma
Ebeveynlerim ben doğmadan önce evlendiler.
- My parents have been married since before I was born.
Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
- The man was ashamed of being born poor.
- stream
- {i} nehir
- stream
- {i} akış
Kan akışı genellikle sabit ve süreklidir.
- The blood stream is usually constant and continuous.
Trafik akışında bir kesinti yoktu.
- There was no gap in the stream of traffic.
- born
- gözlerini açmak
- fluent
- kıvrak
- gulf stream
- (Askeri,Meteoroloji) körfez akıntısı
- input stream
- (Bilgisayar,Teknik) giriş iş kuyruğu
- job stream
- (Bilgisayar,Ticaret) iş kuyruğu
- stream
- akarsu akıntısı
- stream
- akarca
- stream
- akın halinde gitmek
- stream
- su
- stream
- ceryan
- stream ecology
- (Coğrafya) akarsu ekolojisi
- stream editor
- (Bilgisayar) duraksız düzenleyici
- stream editor
- (Bilgisayar) akım düzenleyici
- stream function
- (Askeri) akım fonksiyonu
- stream line
- akım hattı
- stream line
- akım çizgisi
- stream of air
- (Tıp) hava akışı
- Gulf Stream
- Golfstrim
- air stream
- hava akımı
- air stream
- tenek akımı
- born
- kökenden
- born
- doğmuş
O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- She wished she had been born twenty years earlier.
Savaşın bittiği yıl doğmuşum.
- The year the war ended, I was born.
- born
- dünyaya gelmek
- born
- doğuştan
Tom doğuştan sanatçı.
- Tom is a born artist.
Tom doğuştan liderdir.
- Tom is a born leader.
- consequent stream
- uyumlu akarsu
- data stream
- veri akışı
- flow in a stream
- nehirde ak
- fluent
- pürüzsüz
- fluent
- rahat
- gulf stream
- golfistrm akıntısı
- job stream
- iş akışı
- longitudinal stream
- boyuna akarsu
- main stream
- ana görüş
- master stream
- ana ırmak
- meteor stream
- meteor akımı
- meteor stream
- meteor yağmuru
- side stream
- kol akarsu
- side stream
- kol ırmak
- slip-stream
- pervane rüzgârı
- stream
- akmak
Bir dere göle akmaktadır.
- A stream flows into the lake.
- stream
- {i} sel: Streams of water ran down the steps. Sular merdivenlerden aşağı sel gibi akıyordu. People were coming and going in
- stream
- (rüzgârda) dalgalanmak
- stream
- akım
- stream
- eğilim
- stream
- sel
- stream
- yağmur
- stream
- gidiş
- stream
- {f} ak
- stream bed
- akarsu yatağı
- stream bed
- nehir yatağı
- traffic stream
- trafik akışı
- trunk stream
- anaakarsu
- trunk stream
- ana ırmak
- violent stream
- kuvvetli akıntı
- click stream
- tıklama akışı
- down stream
- akıntıyla
- income stream
- gelir akışı
- off stream
- stream kapalı
- photo stream
- (Bilgisayar) Fotoğraf akışı
- pristine stream
- Bozulmamış, doğal akan su
- science stream
- bilim akarsu
- sharedobject send, stream send
- Gönderebilir, dere göndermek sharedobject
- stream
- (Bilgisayar) C standardına göre sıralı karakter dizisi
- stream anchor
- akıntı demiri
- stream data
- veri akışı
- stream gold
- akarsu altın
- stream line
- İki alan arasındaki alt noktalara bakılırken var olduğu düşünülen farazî hat
- stream lines
- akım çizgilerinin
- stream of patients
- hasta seli
- stream out
- stream çıkışı
- stream transportation
- Akarsu taşımacılığı
- stream tube
- akım tüneli
- stream with perspiration
- çok terlemek
- strong stream
- kuvvetli akım
- subglacial stream
- buzulalti sel suyu
- subsequent stream
- yarı uyumlu akarsu
- swim with the tide/stream
- gelgit ile / stream yüzmek
- to cross the stream of water
- hızla akan suyu geçmek
- tributary stream
- kol akarsu/ırmak
- trunk stream
- ana ırmak, anaakarsu
- up stream
- dere yukarı
- value stream
- değer akışı
- value stream mapping
- (İmalat) Değer akış analizi
- value stream mapping
- değer akışını haritalama
- STREAM
- (Askeri) yönteme göre standart gerilimli bütünleme ikmali (standard tensioned replenishment alongside method)
- advanced function printing data stream
- gelişmiş işlevli yazma veri
- blood stream
- can damarı
- broadcast stream
- yayın akışı
- departure stream
- (Havacılık) kalkış sırası
- exhaust stream
- (Havacılık) egzoz gazının akışı
- exhaust stream
- (Askeri) egzoz akıntısı
- exhaust stream
- (Askeri) EGZOZ AKINTISI (HV.): Bir roket veya diğer tepkili motorun mözülünden çıkan atomik ve radyan partiküllerden ibaret gaz halinde akıntı. Özellikle jet motoru söz konusu olduğu zaman, buna "jet stream" de denir
- fluent
- akıcı açık
- influent stream
- besleyen akarsu
- influent stream
- sızan su
- input stream
- giris is kuyrugu
- intermittent stream
- (Çevre) mevsimlik dere
- invalid stream
- (Bilgisayar) geçersiz akım
- invalid stream
- (Bilgisayar) geçersiz akış
- irrigation stream
- sulama suyu akımı
- jet stream
- (Askeri) JET AKIMI: Yukarı troposfer veya stratasferde, yüksek hızda ince bir rüzgar şeridi
- jet stream
- tepkili motorun püskürttüğü hava
- jet stream
- jet rüzgârı
- main stream
- ana akarsu,ana görüş
- master stream
- (Bilgisayar) asıl akış
- midi stream
- (Bilgisayar) mıdı akışı
- mill stream
- değirmen suyu
- mountain stream
- deliçay
- mountain stream
- yabani dere
- perennial stream
- devamlı akarsu
- perennial stream
- devamlı akan akarsu
- purge stream
- (Gıda) atık akım
- regulated stream flow
- regüle edilmiş akım
- replacement stream input
- (Askeri) KADRO DIŞI GÖREVLİ GEÇİCİ PERSONEL: Faal orduya yeni alınan ve yürürlükteki hizmet süresi zarfında ilk tayinleri, herhangi bir sebeple, daimi kadro personel görevi dışında bir görevle bir faaliyet merkezi, birlik, teşkil, tesis veya garnizona yapılan (subay, astsubay, er) şahıslar. Daimi kadro personeli olarak bir ara tayini yapılmaksızın, birden çok faaliyet merkezi, birlik, teşkil, tesis veya garnizona tahsis edilmiş personelde bu tarife girer
- run stream
- is kuyrugu
- set stream info
- (Bilgisayar) akış verisi bilgisi ayarla
- side of the stream
- dere kenarı
- sluggish stream
- (Çevre) durgun akarsu
- stable stream
- kararlı akarsu
- star stream
- (Astronomi) yıldızlar akıntısı
- stream
- (Tıp) Sıvı akımı, seyir halindeki herhangi bir sıvı akıntısı
- stream
- {f} uçuşmak
- stream
- (Askeri) RADAR YANILTICI MALZEMENİN SAÇILMASI (KATI, RASTGELE ARALIKLARLA PARALANMA)
- stream
- stream of consciousness bili
- stream
- akar gibi girmek veya geçmek
- stream
- {f} aralıksız sürmek
- stream
- stream of abuse küfür yağmuru
- stream
- sel gibi akmak
- stream
- {f} akıp gitmek
- stream
- {f} akıtmak
- stream
- stream of cars araba seli
- stream
- {f} dalgalanmak
- stream
- {f} sürmek
- stream
- dalgalanmak uzanmak
- stream anchormen
- akıntı demiri
- stream bed paving
- dere yatağı kaplaması
- stream capacity
- (Jeoloji) akarsu taşıma gücü
- stream centreline
- akarsu ekseni
- stream centreline
- akarsu orta çizgisi
- stream current
- akarsu akımı
- stream current
- dere akımı
- stream editor
- duraksız düzenleyici akım
- stream erosion
- nehir/akarsu erozyonu
- stream erosion
- (Jeoloji) akarsu aşındırması
- stream error
- (Bilgisayar) akış hatası
- stream flow
- akarsu akışı
- stream flow
- akarsu akımı
- stream format
- (Bilgisayar) akış biçimi
- stream gagging
- akarsu ölçümü
- stream gauging
- (Tarım) akarsu rasatları
- stream gauging
- akarsu gözlemi
- stream gauging
- akarsu rasatı
- stream gauging
- akarsu ölçümü
- stream gradient
- su yüzü meyili
- stream gravel
- dere çakılı
- stream jet
- derecik
- stream name
- (Bilgisayar) akış adı
- stream of action
- (Pisikoloji, Ruhbilim) eylem akışı
- stream of consciousness
- (Sosyoloji, Toplumbilim) bilinçakışı
- stream pollution
- akarsu kirliliği
- stream profile
- akarsu profili
- stream settings
- (Bilgisayar) akış ayarları
- stream slope
- dere şevi
- stream standards
- akarsu standartları
- stream survey
- akarsu incelemesi
- stream tube
- akım tüpü
- stream tube
- akım borusu
- stream with
- çok terlemek
- stream with sweat
- ter içinde
- stream-sediment analysis
- dere-sedimenti analizi
- subglacial stream
- buzul-altı nehir
- supraglacial stream
- buzul-üstü nehir
- the Gulf Stream
- golfstrim
- tidal stream
- (Askeri) gel-git akımı
- tracer stream
- (Askeri) İZLİ MERMİ DEMETİ: Seri olarak atılan izli mermilerin topluca oluşturdukları iz yolu
- transport stream
- (Askeri) ULAŞTIRMA ARAÇLARI AKIMI: Kol düzeninde hareket eden ulaştırma araçları
- transport stream
- (Askeri) ulaştırma araçları akımı
- waste stream
- atık kolu