تعريف a-general في الإنجليزية التركية القاموس.
- general
- genel
İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.
- The labor unions had been threatening the government with a general strike.
Genel anlamda,geçen yıl hava ılımandı.
- Generally speaking, the weather was mild last year.
- in general
- genel olarak
Genel olarak, doktorlar ve hastaları arasındaki iletişim tıbbi tedavinin en önemli kısmıdır.
- In general, communication between doctors and their patients is the most important part of medical treatment.
Amerikalılar, genel olarak, giyinip süslenmeyi sevmezler.
- Americans, in general, don't like to dress up.
- major general
- tümgeneral
- in general
- genelde
Çok anlamlı sözcük grupları genelde komik çevirilere neden olur.
- Ambiguous phrases in general lead to amusing interpretations.
Genelde, Susie hoş bir öğrencidir.
- In general, Susie is a nice student.
- in general
- genellikle
Küçük kızlar genellikle oyuncak bebeklere bayılır.
- Little girls in general are fond of dolls.
Genellikle çok hızlı süreriz.
- In general, we drive too fast.
- Directorate General of Civil Aviation
- (Mimarlık) Sivil havacılık genel müdürlüğü
- General Unified Ammunition Reporting Data System
- (Askeri) Genel Birleştirilmiş Mühimmat Raporlama Veri Sistemi
- general
- takribi
- general
- {s} genel. i., ask. general
- general
- avam
- general surgeon
- genel cerrah
- general
- umum
- as a general thing
- genel olarak
- attorney general
- (Kanun) müddeiumumi
- deputy commanding general
- (Askeri) komutan yardımcısı
- deputy director general
- genel müdür yardımcısı
- deputy general manager
- genel müdür vekili
- extraordinary general assembly
- (Ticaret) olağanüstü genel kurul
- former consul general
- eski başkonsolos
- general
- umumiyetle
- general
- {s} umumi
- general
- {s} baş
Çatalların yemek için genel kullanımı milattan sonra onuncu yüzyılda başladı.
- The general use of forks for eating started in the tenth century A.D.
Başkan genel af ilan etti.
- The president granted a general pardon.
- general
- (Tıp) Genel, umumi, generalis
- general
- {s} tahmini
- general
- {i} genel ilkeler
Bu programın genel ilkeleri bugün hâlâ geçerlidir.
- The general principles of this programme are still valid today.
- general
- {i} komutan
Komutan onların ilerlemelerini emretti.
- The general commanded them to move on.
- general
- general averagebüyük avarya
- general
- (Askeri) GENERAL: Konuşmalarda, her derecedeki generallere verilen sıfat
- general
- {i} tarikat lideri
- general
- {i} orgeneral
- general
- halk
İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
- The British people in general are extremely fond of their pets.
Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.
- I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
- general
- {s} şef
Ne istiyorsun? diye sordu yerli şef. İngiliz general Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna kadar olan tüm araziyi istiyoruz dedi.
- What do you want? asked the Indian chief. We want all the land from the North Pole to the South Pole, said the English general.
- general
- general delivery postrestant
- general average
- büyük avarya
- general care
- (Tıp) genel bakım
- general cargo
- (Ticaret) karışık yük
- general cargo
- kırkambar
- general description
- genel bilgiler
- general enquiry
- genel sorgulama
- general hygiene
- genel temizlik
- general inspection
- (Askeri) genel denetleme
- general instruction
- tamim
- general instructions
- genel talimatlar
- general ledger
- (Ticaret) defterikebir
- general map
- (Askeri) genel harita
- general rule
- (Politika, Siyaset,Teknik) genel kural
- general rules
- (Ticaret) genel hükümler
- general staff
- (Askeri) kurmay heyeti
- general staff
- (Askeri) kurmay sınıfı
- general staff
- (Askeri) genel kurmay (başkanlığı)
- general staff
- (Askeri) genel kurmay başkanlığı
- general terms
- genel koşullar
- general total
- genel toplam
- general trends
- (Politika, Siyaset) genel eğilimler
- general use
- genel kullanım
- general view
- genel görünüm
- general view
- genel görünüş
- more general
- daha genel
- ordinary general assembly
- olağan genel kurul
- ordinary general meeting
- (Kanun) olağan genel kurul
- resolution of general assembly
- genel kurul kararı
- senior general
- (Askeri) kıdemli general
- senior general manager
- (Ticaret) kıdemli genel müdür
- surgeon general
- (Askeri) sağlık dairesi başkanı
- turkish general staff
- (Askeri) genel kurmay başkanlığı
- turkish general staff
- genelkurmay başkanlığı
- vice general director
- (Ticaret) genel müdür yardımcısı
- Deputy Chief of the General Staff
- Genelkurmay ikinci Başkanı
- adjutant general
- ikinci komutan
- adjutant general
- zat işlerine bakan general
- annual general meeting
- yıllık genel kurul toplantısı
- assistant secretary-general
- genel sekreter yardımcısı
- attorney general
- başsavcı
- brigadier general
- tuğgeneral
- comptroller general
- baş müfettiş
- consul general
- başkonsolos
- consulate general
- başkonsolosluk
- director general
- genel müdür
- full general
- orgeneral
- general
- genel mahiyette
- general
- yaygın
- general
- general
- general
- külli
- general
- general cargokarışık yük
- general
- postanede sahibi
- general
- yalpı
- general acceptance
- genel kabul
- general acceptance
- tam kabul
- general acceptance
- koşulsuz kabul
- general agreement
- genel sözleşme
- general anesthesia
- genel anestezi
- general anesthetic
- genel anestezik
- general assembly
- genel kurul
- general assembly
- genel kongre
- general audit
- umumi teftiş
- general audit
- umumi kontrol
- general audit
- genel denetim
- general delivery
- post restant
- general delivery
- genel dağıtım
- general directorate
- umum müdürlük
- general directorate
- genel müdürlük
- general election
- genel seçim
Bir genel seçim mayıs ayında düzenlenecek.
- A general election will be held in May.
Bu sonbaharda bir genel seçim olacağını söylüyorlar.
- They say there will be a general election this fall.
- general election
- yalpı saylav
- general equilibrium
- genel denge
- general expenses
- umumi masraflar
- general governor
- genel vali
- general grammar
- genel dilbilgisi
- general journal
- genel yevmiye defteri
- general linguistics
- genel dilbilim
- general management
- genel müdürlük
- general manager
- umum müdür
- general manager
- genel müdür
Genel Müdür toplantı odasında.
- The general manager is in the meeting room.
Merhaba, genel müdürle bir randevum var. Bu, röportajımın belgesi.
- Hi, I have an appointment with the general manager. This is my interview notice.
- general meeting
- genel kurul
- general pardon
- genel af
- general partner
- komandite ortak
- general partnership
- sınırsız sorumlu ortaklık
- general plan
- genel plan
- general policy
- genel poliçe
- general power of attorney
- umumi vekâletname
- general practitioner
- pratisyen hekim
- general purpose
- her amaca uygun
- general purpose
- her işe elverişli
- general purpose register
- genel amaçlı yazmaç
- general register
- genel yazmaç
- general reserve
- genel rezerv
- general staff
- genelkurmay
- general store
- market
- general strike
- genel grev
- general symptom
- genel semptom
- general verdict
- genel karar
- general welfare
- genel refah
- general-purpose computer
- genel amaçlı bilgisayar
- general-purpose language
- genel amaçlı dil
- governor general
- genel vali
- governor-general
- genel vali
- lieutenant general
- tuğgeneral
- lieutenant general
- korgeneral
- on general release
- (film) gösterimde
- secretary general
- genel sekreter
Tom, Birleşmiş Milletler'in yeni genel sekreteridir.
- Tom is the new secretary general of the United Nations.
- solicitor general
- başsavcı
- surgeon general
- baş doktor
- General Coordinator
- Genel Koordinatör
- General Directorate of Forestry
- Orman Genel Müdürlüğü
- director-general
- genel mudur
- emporium, general shop
- market, genel shop
- estates general
- konut, genel
- foreign general average
- yabancı ülkedeki genel avarya
- general council
- Genel şura, genel konsey
- general electric
- Genel elektrik
- general medical condition
- (Tıp, İlaç) Genel sağlık durumu
- general motors
- Genel motorlar
- general partner
- genel ortak
- general party meeting
- Genel parti toplantısında
- general post office
- büyük postane
- general practitioner
- Pratisyen doktor, pratisyen hekim, stajyer avukat, dava vekili
I would like to visit my GP.
- general practitoner
- Genel practitoner
- general purpose computer
- genel amaçlı bilgisayar
- general work
- genel iş
- in a general way
- genel bir şekilde
- in general terms
- Genel anlamda
- one that is not exclusive; general
- biri kişiye özel değildir; genel
- Chairman's guidance; Coast Guard; commanding general; comptroller general
- (Askeri) Komutanlık / Başkanlık Yönergesi; sahil güvenlik; Komutan (General); Komptrolör general
- General Services Administration; general support artillery
- (Askeri) Genel Servis Yönetimi; genel destek topçusu
- general service; general support; ground speed; group separator
- (Askeri) genel hizmet; genel destek; yer hızı; grup ayıracı