تعريف a-company في الإنجليزية التركية القاموس.
- company
- {i} bölük
- company
- şirket
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- company
- {i} eşlik
Yalnız olmak istemiyorsan sana eşlik edebilirim.
- If you don't want to be alone, I can keep you company.
Gel ve bana eşlik et.
- Come and keep me company.
- publicly traded company
- (Bilim, İlim) Halka açık şirket
- company
- {i} toplantı
O bizim şirket temsilcimiz olarak toplantıya katıldı.
- He attended the meeting as our company representative.
O süre boyunca Asya'da seyahat ediyor olacağımdan mayıstaki şirket toplantılarına katılamayacağım.
- I will not be able to participate in the company meetings in May as I will be traveling in Asia during that time.
- company
- {i} misafir
Bu akşam misafirim gelecek.
- I'm expecting company this evening.
Bu akşam misafir bekliyoruz.
- We're expecting company this evening.
- company
- {i} tayfa
- company
- {i} birlik
Tom artık şirket ile birlikte değil.
- Tom is no longer with the company.
Şirketimizi birlikte çevirmemiz için yeni bir lidere ihtiyacımız var.
- We need a new leader to pull our company together.
- company
- {i} ortaklık
Bir ortaklık ister misin?
- Do you want some company?
Tom bir ortaklık istediğini söyledi.
- Tom said he wanted some company.
- company
- {i} beraberindekiler
- company
- {i} arkadaşlık
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
- I just came along to keep Tom company.
Sana arkadaşlık edebilir miyim?
- Can I keep you company?
- good company
- hoşsohbet
- in company with
- eşliğinde
- in the presence of a large company
- büyük bir topluluk önünde
- part company with
- arkadaşlığı kesmek
- affiliate company
- (Ticaret) bağlı ortaklık
- affiliate company
- (Ticaret) bağlı şirket
- affiliated company
- (Ticaret) kardeş şirket
- allied company
- (Ticaret) bağlı şirket
- bottling company
- (Ticaret) şişeleme şirketi
- ceding company
- (Ticaret) sedan şirket
- company
- mürettebat
- company
- misafirler
- company
- kuruluş
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
- The launching of the company was in 1950.
- company
- şirketi
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
- company
- {i} topluluk
- company
- lonca
- company event
- şirket etkinliği
- company law
- (Kanun) şirketler yasası
- company logo
- şirket amblemi
- company name
- şirket
- company name
- şirket adı
- company name
- (Ticaret) şirketin ünvanı
- company picnic
- (Bilgisayar) şirket pikniği
- company policy
- şirket politikası
- company union
- (Ticaret) işçi sendikası
- constituent company
- (Ticaret) bağlı şirket
- construction company
- inşaat firması
- consulting company
- danışmanlık şirketi
- contractor company
- yüklenici firma
- cooperative company
- (Kanun) kooperatif şirket
- dishonest company
- paravan şirket
- domestic company
- yerli kuruluş
- drug company
- ilaç şirketi
- drug company
- ilaç firması
- establish a company
- (Ticaret) şirket kurmak
- expert company
- (Ticaret) ihtisas sahibi firma
- foreign company
- (Ticaret) yabancı şirket
- found a company
- şirket açmak
- headquarters company
- (Askeri) karargah bölüğü
- importer company
- ithalatçı firma
- in company with
- ile beraber
- independent audit company
- (Ticaret) bağımsız gözetim şirketi
- independent company
- (Ticaret) bağımsız şirket
- inspection company
- (Ticaret) gözetim şirketi
- international company
- (Ticaret) uluslararası şirket
- investment company
- (Ticaret) yatırım ortaklığı
- limited company
- (Ticaret) sınırlı sorumlu şirket
- limited company
- (Ticaret) sınırlı sorumlu ortaklık
- listed company
- (Ticaret) borsaya kayıtlı şirket
- listed company
- (Ticaret) kote şirket
- media company
- medya kuruluşu
- parent company
- (Ticaret) ana kuruluş
- pharmaceutical company
- ilaç firması
- private company
- (Ticaret) şahıs şirketi
- production company
- yapımevi
- recipient's company
- (Bilgisayar) alıcının şirketi
- recording company
- (Muzik) plak şirketi
- registered company
- (Bilgisayar) kayıtlı şirket
- represent the company
- şirketi temsil etmek
- sales company
- satış şirketi
- shell company
- (Ticaret) paravan şirket
- strong company
- (Ticaret) güçlü şirket
- strong company
- güçlü kuruluş
- strong company
- (Ticaret) güçlü firma
- subsidiary company
- (Ticaret) bağlı ortaklık
- transportation company
- (Turizm) ulaştırma kuruluşu
- turkish company
- (Ticaret) türk şirketi
- unlimited company
- adi şirket
- unlimited company
- (Ticaret) şahıs şirketi
- vendor company
- (Ticaret) temlik ve ferağ eden şirket
- wind up a company
- (Ticaret) şirketi tasfiye etmek
- your company
- (Bilgisayar) şirketiniz
- European Company
- Avrupa Anonim ?irketi
- affiliated company
- bağlı şirket
- associate company
- ortak şirket
- associate company
- kardeş şirket
- bubble company
- dolandırıcı şirket
- bus company
- otobüs şirketi
- carrying company
- nakliye şirketi
- chartered company
- ayrıcalıklı şirket
- commercial company
- ticari şirket
- commercial credit company
- ticari kredi kuruluşu
- commercial finance company
- ticari finans kuruluşu
- company
- arkadaşlar
Gerçekten senin arkadaşlarınla eğleniyorum.
- I really enjoy your company.
Bütün doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyorlar ama buna rağmen, sevdiğim arkadaşlarımla beraberken ara sıra birazcık içiyorum.
- All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
- company
- arkadaş çevresi
- company
- dost
Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
- company
- türküm
- company
- arkadaş
O, çok iyi bir arkadaş değildir.
- He is not very good company.
Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim.
- I advise you not to keep company with Tom.
- company car
- şirket arabası
- company management
- şirket yönetimi
- company meeting
- şirket toplantısı
- company officials
- şirket yetkilileri
- company promoter
- şirket temsilcisi
- company secretary
- şirket sekreteri
- company union
- şirketler grubu
- controlling company
- ana şirket
- dissolution of company
- şirketin dağılması
- dividend paying company
- temettü dağıtan şirket
- dock company
- rıhtım şirketi
- engineering company
- mühendislik firması
- equity of a company
- öz sermaye
- express company
- nakliye ambarı
- express company
- nakliye şirketi
- face amount certificate company
- itibari kıymet
- family company
- kodak şirketi
- finance company
- finansman şirketi
- financial company
- mali ortaklık
- financial company
- mali şirket
- financing company
- finansman şirketi
- forwarding company
- nakliyat şirketi
- holding company
- holding şirketi
- hose company
- itfaiye teşkilatı
- incorporated company
- limitet şirket
- incorporated company
- anonim şirket
- insurance company
- sigorta şirketi
- investment company
- yatırım şirketi
- issuing company
- emisyon şirketi
- joint stock company
- anonim şirket
- keep company
- arkadaşlık et
- keep sb company
- ile kalmak
- kept company
- arkadaşlık et
- limited company
- limitet şirket
- limited liability company
- limitet şirket
- marketing company
- pazarlama şirketi
- mining company
- maden şirketi
- oil company
- petrol şirketi
- parent company
- ana şirket
- part company
- bırakmak
- part company
- ayrılmak
- phone company
- telefon idaresi
- private company
- özel şirket
Bu bir kamu ya da özel şirket mi?
- Is this a public or private company?
- private limited company
- özel limitet şirket
- producing company
- üretici firma
- proprietary company
- kodak şirketi
- proprietary company
- holding şirketi
- public company
- halka açık limitet şirket
- public limited company
- halka açık şirket
- public limited company
- kamu şirketi
- ship's company
- gemi mürettebatı
- shipping company
- deniz nakliyat şirketi
- shipping company
- gemicilik şirketi
- sister company
- kardeş şirket
- stock company
- sermaye hisseleri olan şirket
- stock company
- anonim şirket
- subsidiary company
- bağımlı ortaklık
- subsidiary company
- tali şirket
- subsidiary company
- bağlı şirket
- target company
- hedeflenen şirket
- theater company
- tiyatro grubu
- trading company
- ticaret şirketi
- trust company
- tröst şirketi
- unlimited company
- kolektif şirket
- water company
- su dağıtım şirketi
- be good company
- olmak iyi şirket
- close company
- kapalı şirket
- company commander
- (Askeri) Bölük komutanı
- company director
- şirket yönetim kurulu üyesi
- company mail
- Şirket postası
- company of public ownership
- halka açık anonim şirket
- company shares
- şirket hisseleri
- company union
- sendika
- companys
- şirketin
- concealer company
- saklayıcı şirket
- corporation, business, company
- şirket, iş, şirket
- dissolution of company
- şirketin dağılması, şirketin infisahi
- east india company
- Doğu Hindistan Şirketi
- financial company
- mali şirket, mali ortaklık
- hydro-seeding company
- sulu tohumlama şirketi
- leisure company
- eğlence şirketi
- make company
- Eşlik etmek, refâkat etmek; arkadaşlık/yarenlik etmek
- nominee company
- aday şirket
- one man company
- tek kişilik şirket
- present company excepted
- söz meclisten dışarı, hâşâ huzurdan/huzurunuzdan
- public joint stock company
- sermayesi bölünmüş şirket
- state-owned company
- devlet şirketi
- subsidiary company
- (Finans) Yan kuruluş
- to bear company
- şirket ayı