bölük

listen to the pronunciation of bölük
التركية - التركية
Takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur oluşturan ve öbür birliklerin temeli sayılan birlik: "Şehre giren kuvvetlerimiz iki süvari bölüğünden ibaretmiş."- Y. K. Karaosmanoğlu
Saç örgüsü
Takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur oluşturan ve öbür birliklerin temeli sayılan birlik
On kuralına göre yazılan bir tam sayının, sağdan sola doğru üçer üçer ayrılan basamaklarından her bir üçlü takımı
Bir bütünden ayrılmış olan parça, kısım: "Bir kandil günü öteki bölükteki büyük hanımın elini öpmeye gitmiştim."- B. Felek
Bir bütünden ayrılmış olan parça, kısım
Hizip
(Osmanlı Dönemi) KIDDE
(Osmanlı Dönemi) SAMSAME
bölük bölük
Parçalara ayrılmış, kısım kısım
bölük pörçük
Bütünlüğü sağlanamamış durumda, parça parça
Bölük pörçük
kırpık
parça bölük
Kısım kısım, azar azar, oradan buradan
bölük
المفضلات