Why does that require an apology?
- O niçin bir özür gerektiriyor?
I don't want an apology. I want an explanation.
- Ben bir özür istemiyorum. Ben bir açıklama istiyorum.
I don't want to hear any more excuses.
- Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
Believe me, that excuse ain't gonna fly.
- İnan bana, o özür işe yaramayacak.
Tom tried to make amends by giving back all the money he had stolen.
- Tom çaldığı tüm parayı geri vererek özür dilemeye çalıştı.
Tom tried to make amends by apologizing publicly on his website.
- Tom kendi web sitesinde alenen özür dileyerek telafi etmeye çalıştı.
Emi gave her seat to a handicapped man.
- Emi özürlü bir adama yerini verdi.
She devoted her life to helping the handicapped.
- O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
Tom smiled apologetically.
- Tom özür dilercesine gülümsedi.
He was apologetic for being absent.
- O, gelmediği için özür diledi.
Tom smiled apologetically.
- Tom özür dilercesine gülümsedi.
Tom smiled apologetically and left the room.
- Tom özür diler gibi gülümsedi ve odayı terk etti.
Pardon me for interrupting you.
- Sözünü kestiğim için özür dilerim.
I must beg your pardon.
- Ben sizden özür dilemeliyim.
Please accept our apologies.
- Lütfen özürümüzü kabul edin.
Please give Tom my apologies.
- Lütfen Tom'a özürlerimi ilet.
There is nothing to do but apologize.
- Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.
I don't have to apologize for what I said.
- Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
I'd like to apologise to Volgograd's police.
- Ben Volgograd polisinden özür dilemek istiyorum.
I'd like to apologise on behalf of my son.
- Oğlum adına özür dilemek istiyorum.
Tom looks apologetic.
- Tom özür dileyen görünüyor.
I don't like the apologetic undertone of this article.
- Ben bu makalenin özür dileyen tonundan hoşlanmıyorum.
I must make an apology to her.
- Ben ona özür dilemeliyim.
I wish to say a word of apology.
- Özür dilemek istiyorum.
Excuse me for interrupting.
- Sözünü kestiğim için özür dilerim.
Excuse me for opening your letter by mistake.
- Mektubunu yanlışlıkla açtığım için özür dilerim.
I'm sorry for being late.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
I'm sorry I was so rude.
- Öyle kaba olduğum için özür dilerim.
Tom smiled apologetically and left the room.
- Tom özür diler gibi gülümsedi ve odayı terk etti.
I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
I don't have to apologize for what I said.
- Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
Pardon me for interrupting you.
- Sözünü kestiğim için özür dilerim.
Pardon me for asking.
- Sorduğum için özür dilerim.
He was apologetic for being absent.
- O, gelmediği için özür diledi.
Tom smiled apologetically and left the room.
- Tom özür diler gibi gülümsedi ve odayı terk etti.
Excuse me for opening your letter by mistake.
- Mektubunu yanlışlıkla açtığım için özür dilerim.
Excuse me for interrupting.
- Sözünü kestiğim için özür dilerim.