Operating a dance club after midnight is illegal according to Japanese law.
- Gece yarısından sonra bir dans kulübü çalıştırmak Japon hukukuna göre yasal değildir.
No special training is needed to operate this machine.
- Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil.
We have to keep the machines working.
- Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz.
The appliance is wonderfully simple to operate.
- Cihazı çalıştırmak mükemmelce basittir.
That was all he needed to operate his computer.
- Bilgisayarını çalıştırmak için gerekli olanın tümü oydu.
I'd like for you to help me get my car running.
- Arabayı çalıştırmama yardım etmeni istiyorum.
Salmonella outbreaks blemished spinach importers' reputation for running clean factories.
- Salmonella salgınları ıspanak ithalatçılarının temiz fabrika çalıştırma itibarını lekeledi.
A small company employs 50 people.
- Küçük bir şirket 50 kişi çalıştırmaktadır.
How many maids does that lady want to employ?
- Bu hanımefendi kaç hizmetçi çalıştırmak istiyor?
The appliance is wonderfully simple to operate.
- Cihazı çalıştırmak mükemmelce basittir.
That was all he needed to operate his computer.
- Bilgisayarını çalıştırmak için gerekli olanın tümü oydu.
Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
- Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
While working, she had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
If only I had studied harder for the exam.
- Keşke sınav için daha sıkı çalışsaydım.
If she studied hard, she could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
The machine has stopped functioning.
- Makine çalışmayı durdurdu.
The liver is no longer functioning.
- Karaciğer artık çalışmıyor.
I'll try to get in touch with Tom.
- Tom'la temas kurmaya çalışacağım.
I tried to get in touch with the police.
- Polisle bağlantı kurmaya çalıştım.
Press this button to start the machine.
- Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
When we started out in 2008, we wrote down a list of people that we wanted to hire, then went out and hired them.
- 2008'de işe başladığımızda, çalıştırmak istediğimiz insanların bir listesini yazdık sonra dışarıya çıktık ve onları işe aldık.
No special training is needed to operate this machine.
- Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil.
I wish to work in the laboratory some day.
- Ben, bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum.
He works in the laboratory.
- O labaratuarda çalışır.
Child as he was, he worked hard to help his mother.
- O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
I worked hard to succeed.
- Başarmak için sıkı çalıştım.
I'm studying the American drama.
- Amerikan dramasını çalışıyorum.
Why are you studying English so hard? To be an English teacher.
- Niçin çok İngilizce çalışıyorsun?İngilizce öğretmeni olmak için.
He attempted to swim across the river.
- Nehri yüzerek geçmeye çalıştı.
Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.
- Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
- Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
She had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
While working, he had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
The number of cars running in the city has increased.
- Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.
How many times a day does that bus run?
- O otobüs günde kaç kez çalışır?
I'll figure out a way to make it work.
- Ben onu çalıştırmak için bir yolunu bulacağım.
Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals?
- Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?
They labored in the factories.
- Onlar fabrikalarda çalıştılar.
They labored over the budget for the fiscal year 1997.
- Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.
Every recycled aluminium can saves enough energy to power a TV for three hours.
- Her geri dönüşümlü alüminyum bir TV'yi üç saat çalıştırmak için gerekli enerjiyi kazandırabilir.
I wanted to hire a coach.
- Ben bir koç çalıştırmak istiyorum.