: of a musical scale in which some notes are sounded flat

listen to the pronunciation of : of a musical scale in which some notes are sounded flat
الإنجليزية - التركية

تعريف : of a musical scale in which some notes are sounded flat في الإنجليزية التركية القاموس.

minor
yardımcı
minor
{i} üniversitede ikinci branş
minor
ikinci derecede olan
minor
(İnşaat) azınlık

Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı. - A small, but vocal minority, disrupted the meeting.

Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek. - The new law will deprive religious minorities of their right to vote.

minor
ufak

Sergi ufak bir skandala neden oldu. - The exhibition caused a minor scandal.

Ufak detaylar hakkında endişelenme. - Don't worry about the minor details.

minor
(Ticaret) daha önemsiz
minor
küçük

Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi. - I was given a minor share of my father's wealth.

Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün. - Because you're a minor, you can't enter.

minor
minör
minor
ikincil
minor
ergin olmayan çocuk
minor
daha küçük
minor
üniversitede ikinci branşa ait
minor
{i} ergin olmayan kimse, rüştünü ispat etmemiş kimse
minor
kücük
minor
rüştünü ispat etmemiş kimse
minor
rüştünü ispat etmemiş
minor
{s} reşit olmayan

Almanya'da 18 yaşından küçükseniz reşit olmayan bir kimsesinizdir. - In Germany you're a minor if you're younger than 18 years old.

Reşit olmayan birinin refahını tehlikeye düşürdüğünüz için tutuklusunuz. - You're under arrest for endangering the welfare of a minor.

minor
önemi az
minor
{i} (üniversitede) yardımcı branş. 3
minor
(Tıp) Küçük (Parvus'un komparatif şekli), minoris
الإنجليزية - الإنجليزية
minor
: of a musical scale in which some notes are sounded flat
المفضلات