(see fte)

listen to the pronunciation of (see fte)
الإنجليزية - التركية

تعريف (see fte) في الإنجليزية التركية القاموس.

effort
{i} gayret

Çok az bir gayretle kitabı yazdı. - She wrote the book with very little effort.

Gayretin övgüye şayan. - Your effort deserves praise.

effort
{i} çaba

Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim. - I'm sure your efforts will result in success.

Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır. - In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.

effort
(Askeri) GAYRET, ÇALIŞMA, ÇABA
effort
(Askeri) çalışma

Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu. - Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.

Çalışma çok fazla enerji alır fakat bu çabaya değer. - Study takes a lot of energy, but it is worth the effort.

effort
ceht
effort
teşebbüs
effort
çaba harcama

O, çaba harcamadan ağaca tırmandı. - He climbed up the tree without effort.

Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı. - Tom made no effort to apologize.

effort
{i} çabalama
effort
kudret
effort
effortless gayretsiz
effort
{i} girişim

Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır. - In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.

effort
{i} deneme
effort
{i} gayret, çaba, efor
effort
kendini sıkma
effort
çaba göstermeyen
effort
{i} eser
الإنجليزية - الإنجليزية
effort