teşebbüs

listen to the pronunciation of teşebbüs
التركية - الإنجليزية
(Ticaret) enterprise
attempt

In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea. - On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.

Tom was the only one who even attempted to do something about the problem. - Tom sorun hakkında bir şey yapmaya teşebbüs eden tek kişiydi.

venture
(Ticaret) undertaking
(Hukuk) enterprise, undertaking, attempt
approach
bid
enterprise, undertaking, project, attempt
initiative, enterprise (as an energy or aptitude)
enterprise, undertaking; attempt; initiative, effort
fist
(Ticaret) entity
(Ticaret) concern
effort
enterprize
(Ticaret) entrepreneurship
essay
teşebbüs etmek
attempt
teşebbüs edilmemiş
unattempted
teşebbüs etmek
to attempt, to have a bash (at sth)
teşebbüs etmek
to set about, enter upon, undertake; to attempt
teşebbüs etmek
try
teşebbüs etmek
have a bash
tehlikeli teşebbüs
dangerous undertaking
riskli teşebbüs
(Kanun) venture
teşebbüs et
made an attempt at
teşebbüs et
make an attempt at
teşebbüs etmek
to attempt
Başkomutan Teşebbüs Fonu
(Askeri) CINC Initiative Fund
cinayete teşebbüs
attempted murder
cürüme teşebbüs attempt
at a crime, attempted crime
ferdi teşebbüs
individual enterprise
hususi teşebbüs
(Ticaret) private enterprise
hür teşebbüs
private enterprise
hür teşebbüs
free enterprise
ilk teşebbüs
maiden effort
konteyner kontrol unsuru; devam eden cezai teşebbüs
(Askeri) container control element; continuing criminal enterprise
teşebbüs etmek
essay
özel teşebbüs
private enterprise
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Bir işe girişmek. Bir işi ilk olarak teklif etmek
(Osmanlı Dönemi) El ile yapışıp bırakmamak
(Hukuk) Ekonomik veya ekonomik olmayan amaçları gerçekleştirmek amacıyla kurulan ve müteşebbis(girişimci)sermaye ve emek ögelerinden oluşan birlik;girişim;işletme;kalkışma
(Osmanlı Dönemi) Sağlam bir niyetle bir şeye başlamak
Girişim, girişme
(Osmanlı Dönemi) bir işe girişmek, sağlam bir niyetle bir şeye başlamak
TEŞEBBÜS ETMEK
(Hukuk) Kalkışmak,girişimde bulunmak,girişmek
teşebbüs etmek
Girişmek, el atmak
hür teşebbüs
Özel girişim
özel teşebbüs
Özel girişim
teşebbüs
المفضلات