(kani)

listen to the pronunciation of (kani)
الإنجليزية - التركية

تعريف (kani) في الإنجليزية التركية القاموس.

crab
yengeç

Benim için yengeç muhteşem bir lezzettir. - I regard crab as a great delicacy.

Istakoz mu yoksa yengeç mi tercih ediyorsunuz? - Do you prefer lobster or crab?

crab
kasık biti
crab
sızlanmak
crab
şikayet etmek
crab
dırdır etmek
crab
eleştirmek
crab
şikâyet etmek
crab
aksi ve huysuz kimse
crab
{i} pavurya
crab
{f} kusur bulmak
crab
(isim) yengeç; pavurya; vinç; sızlanma; mızmızlık, mızmız; homurdanma; her şeye kusur bulan kimse
crab
catch a crab kürek çekerken sandalın dengesini kaybetmek
crab
{i} her şeye kusur bulan kimse
crab
sea crab çağanoz
crab
{i} homurdanma
crab
crab apple yaban elması
crab
{i} mızmızlık
crab
{i} mızmız
crab
{f} mızırdanmak, homurdanmak, sızlanmak, sızıldanmak
التركية - التركية

تعريف (kani) في التركية التركية القاموس.

KANİ
(Hukuk) İkna olmuş; inanmış; kanaat sahibi olmuş
KANİ'
(Osmanlı Dönemi) Kanmış. İnanmış. Tatmin olmu
KANİ'
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Kanaat eden. Kendinde olan helâla razı olup, başkasının hiçbir şeyine göz dikmeyen
KÂNİ
(Osmanlı Dönemi) (Kinaye. den) Dokunaklı ve iğneli söz söyleyen. Kinayeli konuşan
kani
Hızarcı tezgahı
kani
Kinayeli konuşan, dokunaklı ve iğneli söz söyleyen
kani
Kanmış, inanmış
kani olmak
İnanmak, kanmak
الإنجليزية - الإنجليزية
crab
التركية - الإنجليزية

تعريف (kani) في التركية الإنجليزية القاموس.

kani
canine
kani
(someone) who is content with what he has
kani
convinced, persuaded
kani
(someone) who accepts what fate metes out to him
kani
(someone) who is content with little
kani olmak
to be convinced, to believe
kani olmak
1. to be convinced of (something). 2. to be content with little; to be content with. 3. to accept what fate metes out to one
kırk yıllık Kâni, olur mu Yani
(Atasözü) Can a leopard change its spots?
kırk yıllık yani olur mu kâni
can the leopard change its spots