Bu çocuk evlat edinildi.
- This child has been adopted.
Karım evlat edinmek istiyor.
- My wife wants to adopt a child.
Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.
- It is dangerous for children to play in the street.
Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
- People of Almaty, let us create a child-friendly city!
Memeliler yavrularına bakarlar.
- Mammals care for their young.
Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
- Unlike birds, which feed and shelter their young, fish abandon their eggs.
Mektup bana gençlik günlerimi hatırlattı.
- The letter reminds me of my young days.
Senin hikâyen bana gençlik günlerimi hatırlattı.
- Your story reminded me of my younger days.
Onun CD'leri gençler tarafından satın alınmıyor.
- Her CDs are not bought by young people.
Motorsiklete binmek gençler için tehlikeli olabilir.
- It can be dangerous for young people to ride motorcycles.
Genç hayvanlar hızla yeni bir çevreye uyum sağlarlar.
- Young animals adapt quickly to a new environment.
Onun yeni saç-yapımı daha genç görünmesine neden oldu.
- Her new hair-do made her look younger.
O sağlam genç bir adam.
- He is a robust young man.
O genç mi? Evet, genç.
- Is she young? Yes, she is.
Sam Tom'dan iki yaş küçük.
- Sam is two years younger than Tom.
O, benden beş yaş küçük.
- He is five years younger than me.
O seçkin genç bir kişiye rastladı.
- He came across an outstanding young person.
Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.
- A young person is waiting for you outside.
Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
- Unlike birds, which feed and shelter their young, fish abandon their eggs.
Kanguruların yavrularını taşımak için garip bir yöntemi var.
- Kangaroos have a strange method of carrying their young.
O, benden beş yaş küçük.
- She is five years younger than me.
Sam Tom'dan iki yaş küçük.
- Sam is two years younger than Tom.
ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.
- According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.
Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
- The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
Bu ürünü çocukların erişemeyeceği bir yerde saklayın.
- Keep this product out of children's reach.
Kızım, bir çocuk olarak, sıklıkla astım atakları geçirdi.
- My daughter, as a child, often suffered from asthma attacks.
Okul astım spreyini yanında taşımasına izin vermediği için çocuk astım krizinden öldü.
- The child died from an asthma attack because the school didn't allow him to carry his inhaler with him.
Çocuklarınızın televizyon bağımlısı olmasına izin vermeyin.
- Don't let your children become couch potatoes.
Bu eski çocuk oyuncu daha sonra bir uyuşturucu bağımlısı oldu.
- This former child actor later became a drug addict.
Sami'nin bir çocukla sonuçlanan bir ilişkisi vardı.
- Sami had a relationship that resulted in a child.
Sonuçta o hâlâ bir çocuk.
- She's still a child after all.
Gençlerden biri çığlık attı.
- One of the youngsters screamed.
Gençler değişime kolayca uyum sağlarlar.
- The young adapt to change easily.
My grandmother is a very active woman and is quite young for her age.
The lion caught a gnu to feed its young.
The age of space travel is still young.
Young blood must have its course, lad, and every dog its day. - Charles Kingsley.
With bankruptcy looming, the corporation eventually began eating its young; massive layoffs were announced, and all employee benefits and bonuses were suspended.
I just know he's off spending the night with some sweet young thing he picked up in a bar.