Besides English, she also speaks German.
- İngilizcenin yanısıra Almanca da konuşur.
He likes sports as well as music.
- Müziğin yanı sıra o sporları da sever.
Television enlightens the viewers as well as entertains them.
- Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır.
He can speak German, not to mention English and French.
- İngilizce ve Fransızcanın yanı sıra, Almanca konuşabilir.
He speaks German, not to mention English.
- İngilizcenin yanı sıra Almanca da konuşur.
He speaks two languages besides English.
- İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
Besides that, I don't know how to dance.
- Bunun yanı sıra, nasıl dans edilir bilmiyorum.
In addition to being a doctor, he is a writer.
- Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.
In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.
- Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır.
Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.
- Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.