Bill got up so early that he caught the first train.
- Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı.
I was caught in a shower on my way home.
- Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through.
- Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.
She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold.
- O, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla odadan ayrılmaya cesaret edemiyor.
To be honest, we came to capture you.
- Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
I captured butterflies with a net.
- Kelebekleri bir fileyle yakaladım.
A fox was caught in the snare.
- Kapanda bir tilki yakalandı.
A fox is not caught twice in the same snare.
- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
Tom couldn't catch up with the other students after he came out of his coma.
- Tom komadan çıktıktan sonra diğer öğrencilerin seviyesini yakalayamadı.
I should try to catch up with Tom.
- Tom'u yakalamaya çalışmalıyım.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
The traffic accident prevented me from catching the train.
- Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.
- O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.
Tom grabbed Mary by the collar.
- Tom, Mary'yi yakasından yakaladı.
He seized the pickpocket by the collar.
- Yankesiciyi yakasından yakaladı.
The boy captured the bird with a net.
- Çocuk bir ağ ile kuşu yakaladı.
I captured butterflies with a net.
- Kelebekleri bir fileyle yakaladım.
I think you nailed it.
- Sanırım onu yakaladın.
Where did you nail them?
- Onları nerede yakaladın?
I got up early to catch the first train.
- Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.
We set a trap to catch a fox.
- Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.
I ran as fast as possible to catch up with her.
- Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.
She has to study hard and catch up with everybody in her class.
- Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.
It is easier to catch an escaped horse than to take back an escaped word.
- Kaçmış bir atı yakalamak söylenmiş bir sözü geri almaktan daha kolaydır.
Tom ran to catch up to Mary.
- Tom, Mary'yi yakalamak için koştu.
I have to catch up the lost time.
- Kayıp zamanı yakalamak zorundayız.
Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits.
- İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.
He put up his hand to catch the ball.
- Topu yakalamak için elini kaldırdı.
It is difficult to catch a rabbit by hand.
- Bir tavşanı elle yakalamak zordur.
To be honest, we came to capture you.
- Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.
- Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
Nick hurried to catch the bus.
- Nick otobüsü yakalamak için acele etti.
We set out traps for catching cockroaches.
- Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.
We set a trap to catch a fox.
- Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.