Bu, çocuk yetiştirmek için böylesine harika bir yer olurdu.
 - This would be such a great place to raise kids.
Tom ve Mary et için tavşan yetiştirmektedir.
 - Tom and Mary raise rabbits for meat.
O yükselmeyi hak ediyorum.
 - I deserve that raise.
Sen hapishanedeydin bu yüzden çocuklarımızı kendim büyütmek zorunda kaldım.
 - You were in prison, so I had to raise our children by myself.
Bekar bir anne için iki işte çalışmak ve 5 çocuk büyütmekten daha ne zor olabilir?
 - What's harder than for a single mother to work 2 jobs and raise 5 kids?