التركية - الإنجليزية
تعريف çıkıntı في التركية الإنجليزية القاموس.
- bulge
The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle.
-Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.
- protrusion
- style
- process
- jut
- foreland
- protuberance
- projection
- saliency
- salience
- outgrowth
- tab
- ledge
- marginal note
- ridge
- projecting part, salient part
- stylus
- projection, protuberance, prominence; marginal note çıkma
- offset
- prominence
- overhang
- raise
- spur
- promontory
- (Anatomi) process, promontory
- slang weed, fag, cig, cigarette
- rim
- bump
- (Coğrafya) outcropping
- (Bilgisayar) serif
- bezel
- buckle
- flange
- nosing
- porosion
- odd one out
- (Tıp) umbo
- handhold
- (Nükleer Bilimler) upset
- ness
- (Nükleer Bilimler) stickout
- venter
- prominent
- protuberant
- asperity
- çıkıntı yapmak
- stick out
- çıkıntı oluşturmak
- project
- çıkıntı yapmak
- jut
- çıkıntı yapmak
- protrude
- çıkıntı oluşturmak
- project, overhang
- çıkıntı yapan
- beetle
- çıkıntı yapmak
- stand out
- çıkıntı yapmak
- run out
- çıkıntı yapmak
- overhang
- çıkıntı yapmak
- bulge
- çıkıntı yapmak
- beetle
- çıkıntı yapmak
- jut out
- çıkıntı yapmak
- stick
- burun; çıkıntı
- (Askeri) cape
- girinti çıkıntı
- recess ledge
- bağırsa içi kılsı çıkıntı
- villus
- beyindeki beyaz çıkıntı
- hippocampus
- dikensi çıkıntı
- anat . spinous process
- dirsekli çıkıntı
- outrigger
- diş gibi çıkıntı
- dentation
- diş gibi çıkıntı
- denticle
- enine çıkıntı
- (Anatomi) transverse apophysis
- gaga şeklinde çıkıntı
- rostrum
- kemik içindeki çıkıntı
- splint bone
- kemik içindeki çıkıntı
- splint
- kese biçiminde çıkıntı
- sacculation
- taraksı çıkıntı
- dentation
- yuvarlak çıkıntı
- nub
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف çıkıntı في التركية التركية القاموس.
- Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm: "Gırtlağının çıkıntısı, hiddetli bir adamın yumruğu gibi titriyordu."- Y. K. Karaosmanoğlu
- Evlere sonradan ilave edeilen oda
- Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm
- Bir metni düzeltmek veya ona bir şey eklemek için satır dışına yazılan yazı, çıkma
- Kambur
- üflemeli çalgılarda veya org borularında kamış, tahta veya metalden yassı parça
- Böceklerin ağzında küçük dilin önünde bulunan bölüm
- kaş
- dikensi çıkıntı
- Omurların, sırt boyunca alt alta duran kemik çıkıntıları