Bir zamanlar Tom diye birini tanırdım; ama bu çok uzun zaman önceydi.
 - I once knew somebody named Tom, but that was a long time ago.
Tom diye biriyle karşılaştık.
 - We met a man named Tom.
Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır.
 - This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.
Fransa'nın Antoine Griezmann'ı turnuvanın oyuncusu olarak adlandırıldı.
 - France's Antoine Griezmann was named as the player of the tournament.
Slim adında bir adam o kazada öldürüldü.
 - A man named Slim was killed in that accident.
George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
 - A man named George was staying at a hotel.
Açılış töreninde Rusya'nın tarihi Lubov adlı genç bir kızın rüyaları vasıtasıyla anlatıldı, bu, aşk anlamına geliyor.
 - During the opening ceremony, the history of Russia was told through the dreams of a young girl named Lubov, which means love.
Tom görünüşte Mary adlı bir kızla çıkıyor.
 - Tom is apparently dating a girl named Mary.
Ölüm koğuşunda Tom Jackson denilen bir adam var.
 - There's a guy named Tom Jackson on death row.
Tom denilen birini hatırlamıyorum.
 - I don't remember anyone named Tom.
... said, "So what do those cost?" He named a price that would buy you a brownstone in Manhattan ...
... the one named after that president ...