Bu sadece küçük bir başarısızlık.
 - It's only a minor setback.
İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
 - Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
Bu sadece geçici bir gerileme.
 - This is only a temporary setback.
Bu sadece küçük bir aksilik.
 - It's only a small setback.
Aksilikler ve hatalı başlangıçlar olacak.
 - There will be setbacks and false starts.
Birkaç erken aksamanın dışında proje iyi ilerliyor.
 - Apart from a couple of early setbacks, the project is progressing well.