Gündüz vakti okumayı severim.
- I like reading by daylight.
Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
- A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness.
Gün ışığından yararlanma saatinin geçen hafta sona erdiğini unuttum.
- I forgot that the daylight saving time ended last week.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- Mother looked at me with tears in her eyes.
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
... before our very eyes. CROWLEY: Because we're ' we're closing ...
... So, the electromagnetic force can be beamed right into your eyes via laser beams, or through ...