Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
- My uncle is staying in Hong Kong at present.
Ucuz bir otelde kalarak seyahat giderlerini tasarruf etti.
- I saved on travelling expenses by staying at a cheap hotel.
Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor.
- Today I just feel like staying at home and doing nothing.
Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da kalmaya niyeti yok.
- Tom has no intention of staying in Boston for the rest of his life.
Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
- My uncle is staying in Hong Kong at present.
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
İhtiyacın olan şey dayanıklılıktır.
- What you need is staying power.
Gece geç saatlere kadar oturmamalısın.
- You must not stay up late.
Bu havada dışarı çıkmayıp evde oturmak en doğrusu.
- In this kind of weather, it's best to stay home and not go outside.
John iki haftalık hastane ikametinden sonra işe geri döndü.
- John went back to work after a two-week hospital stay.
O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
- While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
- She visits him quite often, but never stays very long.
Ondan uzak durmalısın.
- You should stay away from her.
Buradan uzak durmalıyım.
- I should stay away from here.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Burada ne kadar beklemek zorundayız?
- How long do we have to stay here?
Burada kalmak ve bizimle beklemek istemediğinden emin misin?
- Are you sure you don't want to stay here and wait with us?
Kalmam ya da koşmam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.
- I don't know if I should stay or run.
Herkes yatakta kalmamı öneriyor fakat ben dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyorum.
- Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.
- If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
Hapishanenin dışında kalmak hapishaneden çıkmaktan daha kolaydır.
- It's easier to stay out of jail than to get out of jail.
Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.
- Let's stay somewhere with easy airport access.
O adamdan uzak durmak istiyorsun.
- You want to stay away from that guy.
Onlardan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from them.
Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
- We stayed overnight in Hakone.
O, üç hafta New York'ta kaldı.
- He stayed in New York for three weeks.
Tom daha uzun kalmak isterdi ama ofise geri dönmek zorundaydı.
- Tom would've liked to stay longer, but he had to get back to the office.
Tom Boston'da birkaç gün daha kalmak istedi ama Şikago'ya dönmek zorundaydı.
- Tom wanted to stay in Boston for a few more days, but he had to get back to Chicago.
Kalışını beş gün uzattı.
- She extended her stay by five days.
Tom kalışını üç gün uzattı.
- Tom extended his stay by three days.
The governor stayed the execution until the appeal could be heard.
I can only stay for an hour.
The engineer insisted on using stays for the scaffolding.
Where are the stays for my collar?.
Wear gloves so your hands stay warm.
... Thanks for staying up. ...
... Well, staying with that, I mean, obviously, with three ...