Şimdiye kadar beş kitap yazdı.
- He has written five books so far.
Biz şimdiye kadar bunun üstesinden gelemedik.
- We haven't been able to handle this so far.
Şu ana kadar Texas'ı nasıl buldunuz?
- How do you like Texas so far?
Şu ana kadar kaç tane bilgisayarın oldu?
- How many computers have you had so far?
Sadece o kadar uzaklaşabilirsin.
- You can only go so far.
Şimdiye dek harika bir hayat yaşadım.
- I've had a great life so far.
Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.
- So far as I know, she is still unmarried.
Bildiğim kadarıyla, o iyi bir adam.
- He is, so far as I know, a good guy.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
How is your driving lessons? - So far, pretty good.
... And we're now covering far more places with 3D buildings ...
... More likely to be good by far than bad. ...