O bir hayli sabır gösterdi.
- He displayed a great deal of patience.
Sana söyleyecek bir hayli şeyim var.
- I have a great deal to tell you.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
O süt satarak çok para yaptı.
- He made a great deal of money selling milk.
Parkta pek çok sayıda insan var.
- There are a great many people in the park.
Amerika'da pek çok orman yangını var.
- There are a great many forest fires in America.
O, oldukça çok kazanır.
- He earns a great deal.
Ona oldukça çok borçluyum.
- I owe him a great deal.