Onun yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.
- His wounded leg began to bleed again.
Mary yaralı dizini tedavi etti.
- Mary treated her wounded knee.
Yaralılar ambulansla geldiler.
- The wounded arrived by ambulance.
Ölüler ve yaralılar yakında her yerde yatıyordu.
- The dead and wounded soon lay everywhere.
Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.
- The soldier was wounded in the leg and couldn't move.
Asker bacağından yaralandı.
- The soldier was wounded in the leg.
Polis Tom'u başından ölümcül bir biçimde yaralanmış buldu
- The police found Tom fatally wounded in the head.
Tom kötü şekilde yaralanmıştı.
- Tom was badly wounded.
Asker bacağından yaralandı.
- The soldier was wounded in the leg.
Birçok Birliki askeri öldürüldü veya yaralandı.
- Many Union soldiers were killed or wounded.
The wounded lay on stretchers waiting for surgery.