Yanımda çok param yok.
- I don't have much money on me.
Yanımda hiç param yok.
- I don't have any money on me.
Tom şu anda kendi başına.
- Tom is on his own now.
Tom kendi başına çekip çeviremez.
- Tom can't manage on his own.
Onlar onun üzerinde çalışıyorlar.
- They're working on it.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
beers on me - biralar benden.
... ALAN RUSBRIDGER: --his own print product. ...
... North Dakota. What was his participation there? The administration brought a criminal action ...