ober…

listen to the pronunciation of ober…
ألمانية - التركية

تعريف ober… في ألمانية التركية القاموس.

Ober
(1) - {'o: bır} r garson
Ober
[der] garson
ober
{'o: bır} üst; yüksek
الإنجليزية - التركية

تعريف ober… في الإنجليزية التركية القاموس.

head
{i} baş

O, baş ağrısından acı çekiyor. - He is suffering from a headache.

Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir. - It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.

head
{i} konu başlığı
head
menba
head
başlık

Tom genellikle sadece başlıkları okur. - Tom usually only reads the headlines.

Haber başlıklarını gördün mü? - Have you seen the headlines?

head
başkanlığını yapmak
head
buhar basıncı
head
{f} başı çek
head
genel başkan
head
{f} (bir şeyin) başkanlığını yapmak/başkanı olmak: Who heads this outfit? Buranın başkanı kim?
head
{f} olgunlaşmak
head
{f} -in
head
{i} pınar başı
head
{s} baştaki
head
bir

Bir fincan kahve kafamı aydınlattı. - A cup of coffee cleared my head.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. - Two heads are better than one.

head
{s} baş ile ilgili
head
{f} başında olmak
head
{i} şef, baş, başkan: the head of the math department matematik bölümü başkanı
head
{f} başı çekmek
head
{i} köpük
head
kafa,v.başı çek: n.baş
ألمانية - الإنجليزية
upper
head
Ober
server
Ober
servers
Ober
waiters
Ober
garcon
Ober
waiter
Ober (Spielkarte - deutsches Blatt)
queen (playing card)
ober
Upper

Mary comes from the upper middle-class. - Mary kommt aus der oberen Mittelschicht.

He belongs to the upper class. - Er gehört zur Oberschicht.

Eichel-Ober
queen of clubs
Grün-Ober
queen of spades
Herz-Ober
queen of hearts
Rot-Ober
queen of hearts
Schellen-Ober
queen of diamonds