For some reason, people have been avoiding me like the plague ever since I got back from India.
- Her nedense, Hindistan'dan döndüğümden beri insanlar benden bir veba gibi kaçıyorlar.
For some reason, she's really furious with me.
- Nedense, o bana gerçekten kızgın.
Somehow it's been a rough day.
- Her nedense zor bir gün oldu.
She was somehow incensed against me.
- Her nedense bana karşı öfkeliydi.
A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
- İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
The primary cause of his failure is laziness.
- Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.
For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be.
- Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.
I am not going, because, among other reasons, I don't have money.
- Gitmiyorum.çünkü,diğer nedenler arasında,param yok.
Why did you paint the bank red?
- Neden bankı kırmızıya boyadın?
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Adultery was a ground for divorce.
- Zina bir boşanma nedeniydi.
Mars is red because of rusty iron in the ground.
- Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.
Nobody seemed to have a motive for the murder.
- Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu.
I don't know the motives for Marlon's behaviour.
- Marlon'un davranışının nedenlerini bilmiyorum.
Women seem to like him for some reason.
- Her nedense kadınlar ondan hoşlanıyor gibi görünüyor.
For some reason, people have been avoiding me like the plague ever since I got back from India.
- Her nedense, Hindistan'dan döndüğümden beri insanlar benden bir veba gibi kaçıyorlar.
Why did you turn down his request for a pay rise?
- Onun ücret artışı ile ilgili ricasını neden geri çevirdin?
This political problem gave rise to hot discussions.
- Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.
Why do you always have to get so personal when we have an argument?
- Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?
Why on earth did you sell your newly-built house?
- Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?
I'm just a simple factory worker. Why do you bother me?
- Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?
Love your enemies, for they point out your mistakes.
- Senin hatalarını belirttikleri nedeniyle düşmanlarını sev.
What's the point of us being here?
- Burada olmamızın nedeni ne?
I don't know why it should matter.
- Neden önemli olması gerektiğini bilmiyorum.
Why does it matter so much to you?
- Neden senin için bu kadar önemli?
Do you know why spring rolls are called spring rolls?
- İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?
That being the case, he had little to say.
- Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.
She was somehow incensed against me.
- Her nedense bana karşı öfkeliydi.
Somehow it's been a rough day.
- Her nedense zor bir gün oldu.
It was very stuffy in that room with all the windows closed.
- Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı.
Why don't we share a room?
- Neden bir odayı paylaşmıyoruz?
Correlation doesn't imply causation.
- Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.
Correlation doesn't equal causation.
- Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.