look at

listen to the pronunciation of look at
الإنجليزية - التركية
seyretmek
göz önüne almak
göz atmak

Pul koleksiyonuna bir göz atmak istiyorum. - I'd like to have a look at your stamp collection.

Buna bir göz atmak ister misin? - Would you like to take a look at it?

(Fiili Deyim ) bakmak , incelemek , gözden geçirmek
gözden geçirmek
(Bilgisayar) bakılacaklar
bak

Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım. - As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.

Karlarla örtülü şu dağa bak. - Look at that mountain which is covered with snow.

yargılamak
ele almak
bakmak

O, postere bakmak için durakladı. - He paused to look at the poster.

Tom arabaya yakından bakmak için durdu. - Tom stopped to take a close look at the car.

eye
{i} göz

Sakin olmak için gözlerimi kapattım. - I closed my eyes to calm down.

Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı. - My mother looked at me with tears in her eyes.

eye
yatak istinadı
look at me
bak bana
eye
iğne deliği
eye
bakış

Baştan çıkarıcı bakışların var. - You have bedroom eyes.

Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim. - By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek.

eye
{f} gözle

Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı. - This song is so moving that it brings tears to my eyes.

Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı. - Mother looked at me with tears in her eyes.

eye
delik

Tom'un delikli bir kaşı var. - Tom has a pierced eyebrow.

a look at
bir göz at
eye
çeşm
eye
{i} kanı

Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu. - His eye was swollen and his nose was bleeding.

eye
{f} dikkatle bakmak
eye
{i} görüş

Görüş yeteneğim bozulmaya başlıyor. - My eyesight is beginning to fail.

Babamla aynı görüşü paylaşmıyorum. - I don't see eye to eye with my father.

eye
toplanma noktası
eye
göze benzer herhangi bir şey
eye
dişi kopça
eye
(isim) göz, bakış, nazar, görüş, bakış açısı, kanı, ilmik, ilik, tomurcuk
eye
{f} gözetlemek
eye
{i} tomurcuk
eye
{f} süzmek
eye
gözünü dikip bakmak
الإنجليزية - الإنجليزية
to study (something) visually
to observe or watch (something)
take into consideration for exemplifying purposes; "Take the case of China"; "Consider the following case"
{f} consider, think about carefully; take into consideration; observe something; study mentally and visually
look at carefully; study mentally; "view a problem"
eye
lay eyes on
eyeball
view

Try to look at it from Tom's point of view. - Try to look at it from Tom's point of view.

look at

    التركية النطق

    lûk ät

    النطق

    /ˈlo͝ok ˈat/ /ˈlʊk ˈæt/

    علم أصول الكلمات

    [ 'luk ] (verb.) before 12th century. Middle English, from Old English lOcian; akin to Old Saxon lOcOn to look.

    رصف المشتركة

    look at me

    فيديوهات

    ... we're talking about, you'd look at cutting the education budget by up to 20 percent. ...
    ... But we also try to be practical and look at what ...
المفضلات