kumsallar

listen to the pronunciation of kumsallar
التركية - الإنجليزية

تعريف kumsallar في التركية الإنجليزية القاموس.

kumsal
beach

Let's walk on the beach after dinner. - Akşam yemeğinden sonra kumsalda yürüyelim.

We built a fire on the beach. - Kumsalda ateş yaktık.

kumsal
sand

Several children are playing on the sandy beach. - Birkaç çocuk kumsalda oynuyor.

The whole Baltic coast of Poland is made up of sandy beaches. - Polonya'nın bütün Baltık kıyıları kumsallardan oluşur.

kumsal
{i} plage
kumsal
strand
kumsal
flat
kumsal
sands
Kumsal
(isim) Sandy beach

Several children are playing on the sandy beach. - Birkaç çocuk kumsalda oynuyor.

The whole Baltic coast of Poland is made up of sandy beaches. - Polonya'nın bütün Baltık kıyıları kumsallardan oluşur.

kumsal
sandbank
kumsal
sandy seashore
kumsal
beach, sands
kumsal
shallow
kumsal
sandy

The whole Baltic coast of Poland is made up of sandy beaches. - Polonya'nın bütün Baltık kıyıları kumsallardan oluşur.

Several children are playing on the sandy beach. - Birkaç çocuk kumsalda oynuyor.

التركية - التركية

تعريف kumsallar في التركية التركية القاموس.

Kumsal
kumbaşı
Kumsal
KUMLUK
kumsal
Kumlu
kumsal
Su kıyılarında oluşan kumlu yer, plaj
kumsal
Su kıyılarında oluşan kumlu yer, plaj: "Kumsal boyunca deli gibi koşuyorlardı."- S. F. Abasıyanık