According to the weather forecast, tomorrow will be snowy.
- Hava tahmini göre, yarın karlı olacak.
If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.
- Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.
Tom owns a very profitable company.
- Tom çok kârlı bir şirkete sahiptir.
He looked for a profitable investment for his capital.
- Sermayesi için karlı bir yatırım arıyordu.
Look at the mountains covered with snow.
- Karlı kaplı dağlara bak.
Waiting tables in Boston can be lucrative.
- Boston'da garsonluk kârlı olabilir.
It snowed all last night.
- Gece boyunca kar yağdı.
It will probably snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
Let's agree to share in the profits.
- Karı paylaşmada anlaşalım.
He has done this for profit.
- O, kar etmek için bunu yaptı.
He ran to catch up to his brother.
- Erkek kardeşine yetişmek için koştu.
My wife catches colds easily.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
He looked for a profitable investment for his capital.
- Sermayesi için karlı bir yatırım arıyordu.
Karakorum is the early capital city of Mongolia.
- Karakurum, Moğolistan'ın ilk başkentidir.
I bought him a drink in return for his help.
- Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
Perry decided to gain information from Drake.
- Perry Drake'den bilgi almaya karar verdi.
A small gain is better than a great loss.
- Zararın neresinden dönersek kârdır.
Air is a mixture of various gases.
- Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
You can't mix oil and water.
- Yağ ve suyu karıştıramazsın.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
This company uses cheap labor to increase its profit margins.
- Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.
This car dealership has very thin profit margins.
- Bu araba bayiliğinin çok ince kar marjları var.
A group of people started off in snow boots.
- Bir grup insan kar botlarıyla yola koyuldular.
Tom kicked the snow off his boots.
- Tom karı tekmeleyerek botundan düşürdü.
AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
- AIDS sadece her birey buna karşı harekete geçmeye karar verirse durdurulabilir.
Lucy's mother told her to take care of her younger sister.
- Lucy'nin annesi, ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.
Try to take account of everything before you make a decision.
- Karar vermeden önce her şeyi hesaba katmaya çalış.
The game was delayed on account of snow.
- Maç kar nedeniyle ertelendi.
The bus service won't be available until the snow has melted.
- Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
- Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.