She devoted herself to the volunteer activity.
 - O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
 - Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
The company appealed for people to take voluntary resignation.
 - Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.
That organization depends on voluntary contributions.
 - Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
She is willing to do anything for me.
 - Benim için herhangi bir şeyi yapmaya gönüllü.
The coalition of the willing.
 - Gönüllüler koalisyonu.
I enlisted voluntarily.
 - Ben gönüllü olarak askere yazıldım.
He voluntarily helped his mum clean.
 - O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.
Please accept my humble apologies.
 - Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
The humble man is getting along with his neighbors.
 - Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
They are in need of volunteers.
 - Onların gönüllülere ihtiyacı var.
There were no volunteers for the job.
 - İş için gönüllüler yoktu.
Güzel çehreli müsteşar bey, nazır beyin kapıcısından daha alçak gönüllü idi.- Ö. Seyfettin.