Beni birkaç dakikalığına dinleyecek misiniz?
- Wollen Sie mir ein paar Minuten zuhören?
İp birkaç metre çok kısaydı.
- Das Seil war ein paar Meter zu kurz.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
- You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.
- He got a broken jaw and lost some teeth.
Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
- You'll be able to drive a car in a few days.
Biraz kahve ister misin?
- Would you like some coffee?
Etinin üzerine biraz tuz koy.
- Put some salt on your meat.
Tom bir kaç kere başını salladı.
- Tom nodded his head a few times.
Tom Mary'den sadece bir kaç inç daha uzundur.
- Tom is only a few inches taller than Mary.
Mary ve diğer bazı kadınlar birkaç saattir buradaydı.
- Mary and some other women were here for a few hours.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
- Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
Bir çift ayakkabı aldım.
- I bought a pair of shoes.
Babam bana bir çift eldiven aldı.
- Father bought me a pair of gloves.
Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.
- Some went on foot, and others by bicycle.
Bazı hayvanlar tırmanmada çok iyidirler.
- Some animals are very good at climbing.
O, çok iyi olduğum bir şey değil.
- It's not something I'm very good at.
Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor.
- The air feels somewhat cold this morning.
Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.
- Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.
Biz araba içinde yaklaşık 100 mil katettik.
- We covered some 100 miles in the car.
Yaklaşık 1:58'lik o akordun ne olduğunu tam anlayamıyorum. Birisi bana yardım edebilir mi?
- I can't quite figure out what that chord around 1:58 is. Can somebody help me out?
I'm taking a couple of days off.
- Ich nehme mir ein paar Tage frei.
I am taking a couple of days off.
- Ich nehme mir ein paar Tage frei.
I bought a pair of boots.
- Ich kaufte ein Paar Stiefel.
He selected a pair of socks to match his suit.
- Er wählte ein Paar Socken, das zu seinem Anzug passte.