This magazine circulates widely.
 - Bu dergi yaygın olarak dolaşır.
A rumor circulated through the city.
 - Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.
I strolled along the streets to kill time.
 - Zaman geçirmek için caddelerde dolaştım.
Let's stroll around the bazaar!
 - Çarşının etrafında dolaşalım.
Tom cruised down Park Street in his new sports car.
 - Tom yeni spor arabasıyla Park Caddesinde dolaştı.