I was obliged to go out yesterday.
- Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
I don't want to go out.
- Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
She went out without saying good-bye.
- Hoşça kal demeden dışarı çıktı.
I went out with my friends.
- Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.
Sami wanted to move out.
- Sami dışarı çıkmak istiyordu.
He has gone out for lunch already.
- O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.
Mother has just gone out shopping.
- Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.