Hong Kong is the least regulated economy in Asia.
 - Hong Kong Asya'daki en az düzenlenmiş ekonomidir.
Tom called the meeting to order.
 - Tom talimat vermek için toplantı düzenledi.
He put his room in order.
 - O, odasını düzenledi.
Click here to edit the sentence.
 - Cümleyi düzenlemek için buraya tıklayın.
He has some knowledge of editing.
 - Düzenleme ile ilgili biraz bilgisi var.
I am not going out because I have to tidy my room.
 - Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
 - Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
Yuriko arranges flowers in her spare time.
 - Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
Hong Kong is the least regulated economy in Asia.
 - Hong Kong Asya'daki en az düzenlenmiş ekonomidir.
Many countries try to regulate the birth rate.
 - Birçok ülke doğum oranını düzenlemeye çalışıyor.
The President needs to sign a law regulating public spending.
 - Başkanın kamu harcamalarını düzenleyen bir yasayı imzalanması gerekiyor.
We organized a project team.
 - Biz bir proje ekibi düzenledik.
The speaker organized his lecture notes.
 - Konuşmacı ders notlarını düzenledi.
I think it's time for me to organize a party.
 - Sanırım bir parti düzenlememin zamanıdır.
She tried to persuade him to organize a boycott.
 - O, onu bir boykot düzenlemesi için ikna etmeye çalıştı.
She spends more time organizing than I.
 - O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.
I have to organize my schedule before the end of the month.
 - Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
Tom scheduled a last-minute meeting.
 - Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
We arranged the books according to size.
 - Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
I arranged catering for tomorrow's party.
 - Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.