Don't get me wrong, Tom.
- Beni yanlış anlama, Tom.
Please don't get me wrong.
- Lütfen beni yanlış anlamayın.
partiye bendi de götürün.
I bought this book for myself, not for my wife.
- Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
My opinion is similar to yours.
- Benim görüşüm seninkine benzer.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
An egoist is someone who thinks only about himself, and not about me.
- Bir egoist, beni değil de sadece kendisini düşünen birisidir.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.