belki

listen to the pronunciation of belki
التركية - الإنجليزية
maybe

In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog. - Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.

Maybe this world is another planet's Hell. - Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.

perhaps

You can add sentences that you do not know how to translate. Perhaps someone else will know! - Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!

It will rain perhaps tomorrow. - Yarın belki yağmur yağacak.

perchance
i dare say
perhaps, maybe
peradventure
possibly

The cleanup at the Fukushima Daiichi plant could take years, possibly decades. - Fukushima Daiichi tesisindeki temizlik, yıllar belki de on yıllar sürebilir.

Can you possibly help me? - Belki bana yardımcı olabilirsiniz?

contingently
mayhap
likely
haply
lest

I took my umbrella lest it rain. - Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.

belki de
maybe

Maybe Tom has problems. - Belki de Tom'un sorunları vardır.

Maybe you are working too hard. - Belki de çok çalışıyorsunuz.

belki de
it's possible that
belki de
may well be
belki de hiç
seldom
belki de hiç
if ever
belki başka zaman
Maybe next time
belki de
probably

She probably didn't have sex with him. - Belki de onunla seks yapmadı.

I probably shouldn't have asked Tom that question. - Belki de Tom'a bu soruyu sormamalıydım.

belki de
it's possible that ..., maybe
belki de
it may even be that
belki nevrozu
(Pisikoloji, Ruhbilim) perhaps neurosis
belki de
presumably
garip belki ama
strangely enough
التركية - التركية
Olsa olsa, ya ... ya, ihtimal
Olsa olsa, ya ... ya, ihtimal: "Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz."- Z. O. Saba
BELKİ
(Osmanlı Dönemi) Umulur, ihtimal, olabilir
BELKİ
(Osmanlı Dönemi) Kat'iyyetle. Dahi. Şüphesiz
BELKİ
(Osmanlı Dönemi) Hattâ