In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
- Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
Maybe this world is another planet's Hell.
- Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
You can add sentences that you do not know how to translate. Perhaps someone else will know!
- Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!
It will rain perhaps tomorrow.
- Yarın belki yağmur yağacak.
The cleanup at the Fukushima Daiichi plant could take years, possibly decades.
- Fukushima Daiichi tesisindeki temizlik, yıllar belki de on yıllar sürebilir.
Can you possibly help me?
- Belki bana yardımcı olabilirsiniz?
I took my umbrella lest it rain.
- Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.
Maybe Tom has problems.
- Belki de Tom'un sorunları vardır.
Maybe you are working too hard.
- Belki de çok çalışıyorsunuz.
She probably didn't have sex with him.
- Belki de onunla seks yapmadı.
I probably shouldn't have asked Tom that question.
- Belki de Tom'a bu soruyu sormamalıydım.