Bilinmeyen varlıklara yalvarmak akıllıca değil.
- Begging from unknown entities isn't wise.
Onu yiyecek için yalvarmasını görmek kalbimi kırdı.
- It broke my heart to see her begging for food.
Yasaya göre, sokakta dilenmek yasaktır.
- By law, begging in the street is forbidden.
Adam kapı kapı dilenmeye gitti.
- The man went begging from door to door.
Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.
- When only death remains, the last resort is to beg for food.
Arkadaşlarımın gelmesi için yalvarmak zorunda kaldım.
- I had to beg my friends to come.
Tom dilencinin kabına bir bozuk para koydu.
- Tom dropped a coin into the beggar's cup.
Bir dilenciden daha iyi değilim.
- I am no better than a beggar.
Yasaya göre, sokakta dilenmek yasaktır.
- By law, begging in the street is forbidden.
Tom çoğu günleri turistik yerlerin önünde para istemek için harcadı.
- Tom spent most days begging for money in front of tourist attractions.
Tom dilencinin kabına bir bozuk para koydu.
- Tom dropped a coin into the beggar's cup.
Ben sizden özür dilemeliyim.
- I must beg your pardon.
It is an instance of begging the question to argue that God can only do good deeds because God is good.
But that same day came Sam Tewkesbury to the Why Not? about nightfall, and begged a glass of rum, being, as he said, 'all of a shake'.
... most prolific writer of begging letters. ...