büyükbaba

listen to the pronunciation of büyükbaba
التركية - الإنجليزية
(Tabiat Doğa) (kelebek) small tortoiseshell
grandfather, grandad, grandpa
grandfather

Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch. - Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.

I was named Robert by my grandfather. - Büyükbabam tarafından bana Robert adı verildi.

grandpapa
granddad
grandpa

Let's visit my grandpa this weekend. - Bu hafta sonu büyükbabamı ziyaret edelim.

Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse. - Bill, annesi bir hemşire olmak için eğitim alırken, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya gönderildi.

grandad
büyükbaba veya büyükanne
grandparent