büyükbaba

listen to the pronunciation of büyükbaba
Türkçe - İngilizce
(Tabiat Doğa) (kelebek) small tortoiseshell
grandfather, grandad, grandpa
grandfather

Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch. - Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.

He looks like his grandfather. - Büyükbabasına benziyor.

grandpapa
granddad
grandpa

Mom, I don't want to go with Grandpa. Leave me here. - Büyükbabamla gitmek istemiyorum anne. Beni burada bırak.

Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse. - Bill, annesi bir hemşire olmak için eğitim alırken, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya gönderildi.

grandad
büyükbaba veya büyükanne
grandparent
büyükbaba