Sadece zihnimi kullanarak nesneyi yok etmeye çalışıyorum.
- I try to destroy an object using just my mind.
On aylık çok sıkı bir çalışmadan sonra, bazen ısıtılmamış bir kubbede gece boyunca çalışarak, Clyde Tombaugh Pluto adını verdiği bir nesne keşfetti.
- After ten months of very hard work, sometimes working through the night in an unheated dome, Clyde Tombaugh discovered an object he named Pluto.
Benim sol kulağımda yabancı bir cisim var.
- I have a foreign object in my left ear.
Yolda duran garip bir cisim buldum.
- I found a strange object lying on the road.
Amacım önerine itiraz etmek değil.
- I don't mean to object to your proposal.
Değerlendirme her zaman objektif değildir.
- Valuation is not always objective.
Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.
- From an objective viewpoint, his argument was far from rational.
Bir teleskopla uzak nesneleri görebiliriz.
- We can see distant objects with a telescope.
Nesneyi tarif edebilir misiniz?
- Can you describe the object?
Erkekler amaçlarına ulaştı.
- The men achieved their objectives.
Bu çok önemli bir hedef ve ulaşmak oldukça zor olacak.
- That is a very important objective and it will be quite tricky to achieve.
Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.
- The uprising failed to achieve its objectives.
Bir palto bir giyim eşyasıdır.
- A coat is an article of clothing.
Bu el yapımı eşyalar kalite olarak farklıdır.
- These hand-made articles differ in quality.
Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.
- These articles are all exempt from duty.
Gerekirse özel bir ücret ödeme konusunda herhangi bir itirazım yok.
- I have no objection to paying a special fee if it is necessary.
Onun kitabı eleştiri konusu haline geldi.
- His book became an object of criticism.
Bir makale yazıyorum.
- I am writing an article.
Okul gazetesi için bir makale yazıyorum.
- I'm writing an article for the school newspaper.
Bu makale hakkında düşündüklerini lütfen bana söyle.
- Please tell me what you think about this article.
Bugünkü gazetede baş makaleyi okudun mu?
- Have you read the leading article in today's paper?
İsimler, zamirler, fiiller, sıfatlar, zarflar, makaleler, edatlar, bağlaçlar, ve ünlemler İngilizcede konuşma parçalarıdır.
- Nouns, pronouns, verbs, adjectives, adverbs, articles, prepositions, conjunctions, and interjections are the parts of speech in English.
Lütfen dersle ilgisi olmayan her şeyi çantana koy.
- Please place all articles not related to the lesson inside your bag.
O dilde bilimsel bir yazı okudum ve neredeyse her şeyi anladım ama başlangıç seviyesindekiler için yazılmış bir hikayeyi okumaya çalıştığımda hiçbir şey anlamadım.
- I read an academic article in that language and understood almost everything, but when I tried reading a story for beginners I understood nothing.
Japonya umarım anayasasının 9. maddesine uyar.
- I hope that Japan will abide by Article 9 of her Constitution.
Sözleşme maddesini yine oku.
- Read the article again.
Aslında beni hiç sevmiyorsun. Tek önem verdiğin şey matematik! Ne münasebet, seni seviyorum! Kanıtla! Peki. Sevdiğim şeyler A kümesi olsun...
- You don't really love me at all. You only care about your math stuff! Not at all, I do love you! Prove it! Okay. Let A be the set of the objects I love...
Dehşet veren bir şeydi.
- It was an object of terror.
Hemşirelerin, hastaları hakkında objektif olmaları zordur.
- It's hard for nurses to be objective about their patients.
Metinler hiç objektif değiller.
- Texts are never objective.
a sales article.
... an object the size of Mars smashes into the planet ...
... a six-mile wide object, likely an asteroid, ...