Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
 - The troops had plenty of arms.
Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.
 - He had plenty of money for his trip.
O, muhtemelen pek çok.
 - That's probably plenty.
Kalan pek çok şey var.
 - There's plenty of stuff left.
Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin!
 - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!
Bu yıl bol yağmur vardı.
 - We have had plenty of rain this year.