Trenle seyahat etmeyi uçmaya tercih ederim.
- I prefer traveling by train to flying.
Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir.
- Driving in the dark feels like flying!
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
- If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.
Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.
- There are sparks flying out of the electric socket.
Dün gece uçan bir UFO gördü.
- He saw a UFO flying last night.
Bir ağacın üzerinde uçan bir kuş gördüm.
- I saw a bird flying over a tree.
Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.
- I saw a flock of birds flying aloft.
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
- If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.