Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.
- Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.
Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.
- Tom and Mary have something surprising in common.
Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.
- The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space.
Sınır kavgaları yaygındı.
- Border fights were common.
Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
- They had been working together for common interests.
Birçok Asyalının ortak dili İngilizce'dir.
- The common language of many Asians is English.
Kardiyopulmoner resüsitasyon genelde 'CPR' olarak bilinir.
- Cardiopulmonary resuscitation is commonly known as 'CPR'.
Antibiyotikler genellikle enzimatik inhibitörlerdir.
- Antibiotics are commonly enzymatic inhibitors.
30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim.
- I compiled a list of 30 of the most common dirty words.
Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir.
- Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.
We walked more quickly than usual.
- Wir sind schneller gegangen als üblich.
As usual with young girls, Alice loves chocolate.
- Wie bei jungen Mädchen üblich, mag Alice sehr gerne Schokolade.