Do you really want to be immortal?
- Gerçekten ölümsüz olmak istiyor musun?
Change alone is eternal, perpetual, immortal.
- Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür.
Change alone is eternal, perpetual, immortal.
- Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür.
Tom bought an eternity ring for Mary, as a token of his undying love for her.
- Tom ona duyduğu ölümsüz aşkın bir simgesi olarak Mary'ye bir sonsuzluk yüzüğü satın aldı.
Change alone is eternal, perpetual, immortal.
- Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür.
You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
- İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
He died an unnatural death.
- O doğal olmayan bir ölümle öldü.
She still hated him, even after he died.
- O ondan hala nefret ediyordu, ölümünden sonra bile.
I will abolish capital punishment.
- Ölüm cezasını kaldıracağım.
Many countries have abolished capital punishment.
- Birçok ülke ölüm cezasını kaldırdı.
Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
- Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
I do not fear death, but dying.
- Ölümden korkmuyorum ama ölmekten korkuyorum.
This is a killing machine.
- Bu bir ölüm makinesi.
Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
- Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
Life has a 100% fatality rate.
- Hayat %100 ölüm oranına sahiptir.
Murder is punished by death.
- Cinayet ölümle cezalandırılır.
Fadil was sentenced to death for the murder of Dania.
- Fadıl, Dania cinayeti nedeniyle ölüme mahkûm edildi.
The boundaries which divide Life from Death are at best shadowy and vague. Who shall say where the one ends, and where the other begins?
- Hayatı ölümden ayıran sınırlar azami karanlık ve belirsizdir. Birinin nerede biteceğini ve diğerinin nerede başlayacağını kim söyleyecek?
The story ends with his death.
- Hikaye onun ölümü ile sona erer.
Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
- Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
Last year in the Philippines, earthquakes and tidal waves resulted in the deaths of more than 6,000 people.
- Geçen yıl Flipinlerde, depremler ve deprem dalgaları 6000'den fazla kişinin ölümüne sebep oldu.
The poet compared death to sleep.
- Şair ölümü uykuya benzetti.
Death is often compared to sleep.
- Ölüm genellikle uykuyla karşılaştırılır.
Death penalty has been restored in this country.
- Ölüm cezası bu ülkeye geri getirildi.
Tom Jackson's obituary said that he was born in Boston.
- Tom Jackson'un ölüm ilanı Onun Boston'da doğduğunu söylüyordu.
Tom was mortally injured.
- Tom ölümcül şekilde yaralandı.
We know that all men are mortal.
- Tüm insanların ölümlü olduğunu biliyoruz.
Necromancers can resurrect the dead.
- Ölümçelenler ölüyü diriltebilir.
The tip of the spear was dipped in a deadly poison.
- Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.
Sloth or laziness is one of the seven deadly sins.
- Uyuşukluk ya da tembellik yedi ölümcül günahtan biridir.
Maybe you shouldn't tempt fate.
- Belki ölüme meydan okumamalısın.
Everybody was waiting the same fate - death.
- Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölüm.
The people on this earth are all mortals.
- Bu dünyadaki insanların hepsi ölümlüdür.
Death is the door that brings this mortal life that we have lived to an end and opens out to the eternal life to come.
- Ölüm, yaşadığımız bu fani hayatın sona ermesi ve ebedi olan ahiret hayatına açılan kapıdır.