an input field on an interactive electronic display

listen to the pronunciation of an input field on an interactive electronic display
İngilizce - Türkçe

an input field on an interactive electronic display teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

box
{i} kutu veya sandık dolusu
box
dövüşmek
box
kulübe

En yakın telefon kulübesi nerede? - Where is the nearest telephone box?

Oradaki polis kulübesinde sorun. - Ask at the police box over there.

box
(mahkeme) kürsü
box
(the ile) televizyon
box
{f} boks yapmak
box
{i} televizyon

Televizyonda boks maçı gördüm. - I saw the boxing match on television.

Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar. - Innovators think outside the box.

box
yumruklaşm
box
hediye

Kutular hediyedir. Onların içinde ne var? - The boxes are gifts. What do they contain?

Ben meslektaşlarım için bir hediye olarak işe giderken bir kutu çikolata aldım. - I bought a box of chocolates on the way to work as a gift for my colleagues.

box
{i} loca
box
(isim) kutu, sandık, kutu veya sandık dolusu; at arabacısı yeri; jüri bölmesi; kompartıman, loca, kulübe; televizyon, teyp veya radyo; tokat, yumruk; şamar, şimşir [bot.]
box
{i} jüri bölmesi
box
{f} kutulamak
box
{i} kompartıman
box
külübe av külübesi
box
{f} kutuya koymak
box
{i} at arabacısı yeri
box
{f} boks yapmak. box s.o. on the ear birinin kulağına tokat atmak
İngilizce - İngilizce
box
an input field on an interactive electronic display

    Heceleme

    an in·put field on an in·ter·ac·tive e·lec·tro·nic dis·play

    Türkçe nasıl söylenir

    ın înpût fild ôn ın întıräktîv îlektränîk dîspley

    Telaffuz

    /ən ˈənˌpo͝ot ˈfēld ˈôn ən ˌəntərˈaktəv əˌlekˈtränək dəˈsplā/ /ən ˈɪnˌpʊt ˈfiːld ˈɔːn ən ˌɪntɜrˈæktɪv ɪˌlɛkˈtrɑːnɪk dɪˈspleɪ/