İngilizce - Türkçe
an artifact or document rendering something allowed or legal teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- permit
- izin vermek
- permit
- {i} ruhsat
Bu silah için bir ruhsatım var.
-I have a permit for this gun.
- permit
- izin
Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
-My father would not permit me to go on to college.
Öğretmen çocuğun eve gitmesine izin verdi.
-The teacher permitted the boy to go home.
- permit
- {f} ruhsat vermek
- permit
- (Ticaret) ruhsatiye
- permit
- izin te
- permit
- residence permit ikamet tezkeresi
- permit
- kabul etmek
- permit
- ruhsatname
- permit
- {f} olanak vermek
- permit
- {i} müsaade
Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına müsaade ettim.
-I permitted Tom to camp in our backyard.
- permit
- {f} in -i (bir yere) almak/sokmak: She won't permit him in her house. Onu
- permit
- razı olmak
- permit
- müsaade etmek
- permit
- {i} izin belgesi
- permit
- fırsat vermek
- permit
- imkân vermek
- permit
- {i} izin belgesi, tezkere; izin; ruhsat; permi
- permit
- izin kağıdı
- permit
- (isim) ruhsat, izin, müsaade, permi, izin belgesi
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
an artifact or document rendering something allowed or legal teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- permit
Go over to the park office and get a permit for the #3 shelter. (With a permit, one is allowed to use that specific shelter; often public parks use a permits system to allocate such resources to only one party at a time for a nominal administrative fee.).
an artifact or document rendering something allowed or legal
Heceleme
an ar·ti·fact or do·cu·ment ren·der·ing some·thing al·lowed or le·galTürkçe nasıl söylenir
ın ärtıfäkt ır däkyument rendırîng sʌmthîng ılaud ır ligılTelaffuz
/ən ˈärtəˌfakt ər ˈdäkyo͞oment ˈrendərəɴɢ ˈsəmᴛʜəɴɢ əˈloud ər ˈlēgəl/ /ən ˈɑːrtəˌfækt ɜr ˈdɑːkjuːmɛnt ˈrɛndɜrɪŋ ˈsʌmθɪŋ əˈlaʊd ɜr ˈliːɡəl/
Resimler
Favoriler