an act of issuing more stock by an already publicly traded corporation

İngilizce - Türkçe

an act of issuing more stock by an already publicly traded corporation teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

secondary

{s} ikincil

Bu problem sadece ikincil derecede önemli. - This problem is only of secondary importance.

Teleskopların birincil ve ikincil aynası vardır. - Telescopes have a primary and a secondary mirror.

secondary

{s} tâli

secondary

(Biyoloji) sekonder

secondary

ikinci derecede olan

secondary

{s} orta dereceli

secondary

{i} ikinci dereceli şey

secondary

evvelce teşekkül etmiş kaya içinde toplanan taş veya maden kabilinden

secondary

{i} uydu

secondary

elek

secondary

(sıfat) ikinci, orta, orta dereceli, ikinci derecede, ikincil, ikinci dereceli, önemsiz, ara (renk), tâli

secondary

{i} sekonder devre

secondary

{s} orta

Ben ortaokulda bir öğretmenim. - I am a teacher in the secondary school.

O sadece ortaokula devam etti. - He attended only secondary school.

secondary

{s} ikinci derecede

On iki rengin bir toplamı için üç ana renk ve dokuz ikinci derecede renk vardır. - There are three primary colours and nine secondary colours for a total of twelve colours.

secondary

delege

secondary

kuş kanadının ikinci mafsalındaki tüy

secondary

{s} ara (renk)

İngilizce - İngilizce

an act of issuing more stock by an already publicly traded corporation teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

secondary

Heceleme

an act of is·su·ing more stock by an al·rea·dy pub·lic·ly traded cor·po·ra·tion

Türkçe nasıl söylenir

ın äkt ıv îşuîng môr stäk bay ın ôlredi pʌblîkli treydîd kôrpıreyşın

Telaffuz

/ən ˈakt əv ˈəsʜo͞oəɴɢ ˈmôr ˈstäk ˈbī ən ôlˈredē ˈpəbləklē ˈtrādəd ˌkôrpərˈāsʜən/ /ən ˈækt əv ˈɪʃuːɪŋ ˈmɔːr ˈstɑːk ˈbaɪ ən ɔːlˈrɛdiː ˈpʌblɪkliː ˈtreɪdɪd ˌkɔːrpɜrˈeɪʃən/