an ability that has been acquired by training or experience

listen to the pronunciation of an ability that has been acquired by training or experience
İngilizce - Türkçe

an ability that has been acquired by training or experience teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

skill
{i} beceriklilik
skill
(Askeri) YETENEK, BECERİ, MELEKE, USTALIK
skill
vasıf
skill
el alışkanlığı
skill
hüner
skill
marifet
skill
beceri

Tom bir fotoğrafçı olarak becerilerini geliştirmek istedi. - Tom wanted to hone his skills as a photographer.

Bestenin bu bölümünün biraz gerçek beceriye ihtiyacı var.Bunun piyanoda nasıl çalınacağını öğrenmek uzun zamanımı aldı. - This part of the tune needs some real skill. It took me ages to learn how to play it on the piano.

skill
kesp
skill
ustalık

Aleti ustalıkla idare etti. - He handled the tool skillfully.

skill
{i} kabiliyet
skill
{i} maharet

Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı. - A working man should be paid in proportion to his skill, not his age.

skill
{i} yetenek

Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler. - Students should develop their reading skills.

İyi bir tercüman olmak için, sanırım Tom yeteneklerini biraz daha geliştirmeli. - To be a good translator, I think Tom needs to hone his skills a bit more.

İngilizce - İngilizce
skill
an ability that has been acquired by training or experience

    Heceleme

    an a·bi·li·ty that has been ac·quired by train·ing or ex·pe·ri·ence

    Türkçe nasıl söylenir

    ın ıbîlıti dhıt hız bın ıkwayırd bay treynîng ır îkspîriıns

    Telaffuz

    /ən əˈbələtē ᴛʜət həz bən əˈkwīərd ˈbī ˈtrānəɴɢ ər əkˈspərēəns/ /ən əˈbɪlətiː ðət həz bən əˈkwaɪɜrd ˈbaɪ ˈtreɪnɪŋ ɜr ɪkˈspɪriːəns/